https://illekitap.blogspot.com/2019/02/josh-malerman-kafes.html
Neden ısrarla Josh Malerman okuyorum bilmiyorum ama hazır elimde varken kitapları okuyayım diye düşündüm ve bu sefer şansımı hem ülkemizde ilk çıkan kitabı hem de Netflix'de filmi yayınlanan kitabı olan Kafes ile denedim.
Açıkçası insanların bu kitabı neden bu kadar çok övüp de göğe çıkardığını anladım çünkü harbiden iyiydi. Beklentimi düşük tutmuş ve diğer kitaplarından sonra bunda da sıkılacağımı düşünmüştüm ancak yazar beni yanılttı çünkü akıcı, merak uyandırıcı bir kitaptı ve elinden bırakamıyorsunuz kitabı. Hep sonrasında ne olacağının merakı içerisinde sayfaları çeviriyorsunuz.
Tabi ki bendeki baskısı ilk çıkan baskılardan olduğu için içerisinde ek hikayesi olan kitabı bilmiyorum, ek hikayeyi de bilmiyorum. Bilen bana anlatsın :) Ama yeni alacaklara ek hikayeli olanı almalarını öneririm.
Kitabın kısaca konusuna değinmek gerekirse ki bunu spoiler olmaması için biraz fazla yüzeysel yapacağım, hamile olduğunu öğrenen Malorie ne yapacağını bilememenin verdiği bir endişeyi yaşarken bir salgın gibi yayılan insanların gördükleri şeyle delirip de kendilerine, sevdiklerine ya da birbirlerine zarar verdikleri bir deliliğin yaşadığı yeri sardığını fark ettiğinde verdiği hayatta kalma çabasını anlatıyor. Hamile olduğunu öğrendikten sonra sığındığı evde yaşananlar ve doğumundan dört yıl sonra artık saklanmak yerine güvenli bir yere gitme çabasını...
Bir yandan gizemli bir şekilde hayatta kalma çabasıyken bir yandan da bir annenin çocukları için verdiği çabayı okuyoruz.
Her sayfası ciddi anlamda merak uyandırıcıydı ve gizem doluydu. Zaman zaman gerilmek mümkündü ama kitabın geneline bakıldığında bahsedildiği gibi korku değil sadece gizem-gerilim türünde olduğunu söyleyebilirim. Gerilim kısmı da tamamen bilinmezlikten kaynaklanıyordu.
Nehirde yaşananlar, çocukların tepkileri, evden dışarıya attıkları her adımda duydukları korku ve bilinmezlik ciddi anlamda muhteşem anlatılmıştı.
Ve bir de muazzam ifade edilip de okuru -en azından beni - en çok etkileyen kısım bir annenin çocuklarına "oğlan" ve "kız" diye seslenmesiydi. Kitabın başından beri merak etmiştim ama sonunda öğrendiğim gerçek.. işte etkileyicilik.
Nedense bu başarıyı Tom'la yaşamasını isterdim ama hayat... güvenilen insanlar... bozulan düzenler... insanın hayatına tahmin edilemeyecek şeyler getiriyor.
Kitap cidden çok iyiydi. Bayıldım bence diğer kitapları olmasa da bu kitabı mutlaka deneyin. İllaki bu yazarın bir iki kitabını okuyacağım diyorsanız birinci tercihiniz Kafes ikinci tercihiniz Kırmızı Piyano olmalı.