Kitabın ilk yarısında akıl sağlığından ciddi derecede şüphe ettiğim kadın karakterimiz Lauren maddi açıdan zor bir dönemden geçiyor, kendisine iş bulması için ricaya gittiği zengin ve uzak akrabası Philip kızımıza tehlikeli bir iş teklifinde bulunuyor, Philip kendi şirketine rakip olan bir firmada sekreter olarak işe başlamasını ve ona firmanın gireceği ihalelerin bilgilerini sızdırmasını istiyor, zira kızımızın iki dil bilmesi onun patronlara daha yakın olmasını sağlayıp dosyalara erişimini kolaylaştıracak.
Lauren başta kabul ediyor ama sonra vazgeçerek kendince bu işten sıyrılmaya çalışıyor, ama işler hiçte beklediği gibi gelişmiyor, başvuru için gittiği gün tanıştığı genç bir adama, Nick Sinclair'e aşık oluyor, bilmediği şey ise, bu adamın tam da olayların göbeğinde olduğu...
Açıkçası, kitabın ikinci yarısını daha çok sevdim, zira ilk yarıda kızımız, bir yetişkinden çok liseli bir ergen gibiydi, daha iki günlük tanıdığı bir adama aşık olan, peşinden ceylan gibi seke seke hafta sonu tatiline giden, hatta işleri dahada ileri götüren biriydi bu kadar saf ve masum kız imajı bana biraz fazla geldi :)
Fakat Lauren, o hafta sonundan sonra Nick'in kendisine sıradan bir kadın muamelesi yaptığını görünce çileden çıkıyor ve birden bire dişli ve zor bir kadına evrimleşiyor, Kızın bu evrimleşmiş hali çapkın ve kadınları çokta umursamayan Nick'in hiçte hoşuna gitmiyor, zira artık karşısında gel dedi mi gelen bir Lauren yok, üstelikte bir arada çalışacak olmaları işleri hiçte kolaylaştıracak gibi görünmüyor, tüm bu ağız dalaşı içerisinde Nick farkında olmadan kıza karşı yoğun duygular beslemeye başlıyor...
İkinci yarıdaki Lauren benden tam not aldı, o andan sonra kitabın tadı damağımda kaldı desem yalan olmaz özellikle finale giden sahneler harikaydı :)
http://gulunkitapligi.blogspot.com.tr/