Üçüncü kitap olan Kara Altın hakkında çevirisini beğenmeyenler vardı. Ben şahsen çok beğenmiştim ve oldukça akıcı bulmuştum fakat Kara Büyü’nün çevirisi, kitabın düzenlemesi benim için tam bir hayal kırıklığı oldu. Saçma bir şekilde kurulan cümleler mi dersiniz, karışık harfler, tekrar eden kelimeler. Kitap aslında güzel olmasına rağmen bütün okuma isteğimin kaybolmasına neden oldu saydıklarım. Kitap yurt dışında oldukça beğenilmiş. Ki sadece bu da değil çevirilerin katlettiği bir sürü kitap var. Yayınevleri bu konuda daha dikkatli olurlar umarım ileride.
Gregori, benim seri boyunca en merak ettiğim karakterdi. Ruh eşi Savannah ise kitapta çok ünlü bir sihirbaz olarak çıkıyor karşımıza. Gregori’nin eşi olmadan önce ondan bir süre istemiş, sonra doğruca Amerika’ya gitmiştir. Korkunç bir olay ile kesişiyor yolları tam beş yıl sonra. Gregori Karpatyalıların arasında belki de en sabit fikirlisi ve en eski kafalısı. Sağ olsun kitabın çoğu yerinde bu özelliğini gösteriyor ama yavaş yavaş üzerinden de sıyrılıp yerine esprilerden anlayan bir adama bırakıyor. Demek ki neymiş, bir ruh eşinin aşkı Gregori gibi birini bile düzeltebilirmiş. Gerçi ben onu düzelmese de severim neyse. Gary karakterini çok sevdim. Ve La Rue adlı karakterde diğer kitapta gözükecek gibi. Ayrıca ilk kitaptan beri ateşi harmanlanan vampir avcıları seri ilerledikçe bayağı gelişmiş. Fanatiklikten çıkıp işi profesyonelliğe dökmüşler.
Çeviri katliamı olmasa aslında bayılacağım bir kitap olabilirdi. Çünkü tekrar tekrar okuyup da anca anlayabildiğim yerler var.
Bir sonraki kitap sadece ismen karşımıza çıkan sürgün Karpatyalı Julian’ın. Aidan’ın ikiz kardeşi. Bahsedilme şeklinden sonra onu daha da merak ettim umarım bu kitaptaki gibi bir çeviri katliamı ile karşılaşmam. Hadi çeviriyi geçtim bu kitabın editörü sadece ad olarak mı vardı onu da merak ediyorum.