Karanlık Köy

6 puan

Yıllardır gizemini koruyan Dyatlov Geçidi Vakası’nın da anıldığı, ortak coğrafyaların batıllarına dikkat çeken bir roman. Şahsen tamamen doğaüstü olaylara bağlanmamasını, aslında tüm korkuların temelinde yüzleşme korkusunun yattığının vurgulanmasını sevdim. Kitapta çok hoşuma giden kısımlardan biri de iki eski arkadaşın buluşma planına tiyatroyu dahil etmesi. Yazarın tiyatrocu olmasının güzelliği işte. Gerçekten kitaplarda ne kadar az yer alıyor tiyatro. Karakterler kitap okuyor, müzik dinliyor, tv ve sinema izliyor, örgü örüyor ya da balık tutuyor ama tiyatroya gitmiyor. Bu yüzden bir kitapta tiyatroya giden karakterlere rastlayınca o kitabı alenen kayırasım geliyor. Fakat ben kayırmasam da Karanlık Köy kendi türünün başarılı bir örneği. Son raddeye kadar gerilimin düşmemesi, gizemin çözülmemesi, finalin okuyucunun kendi yüzleşemediklerine göre yorumlanabilmesi, en önemlisi de temiz ve özenli Türkçesiyle akıp giden bir kitap. Kitabın beni en yakalayan cümlesi, bir nevi kitabı da özetleyecek kadar isabetli olan şu hayat tespiti oldu.

“Yaşadığımız bu kültürde, inan herkesin kendi içinde gitmek istemediği “Karanlık bir Köy” mutlaka vardır.” Banu, S.83

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »