Yine bir Dedektif D.D. Warren klasiği daha soluksuz, heyecanın hiç eksilmediği bir kitaptı.
Serinin sekizinci kitabında; yedi yıl önce kaçırılan bir üniversite öğrencisinin dört yüz yetmiş iki gün boyunca yaşadığı psikolojik ve fiziksel şiddet ile sonrasında hayatta kalmanın getirdiği yük, suçluluk duygusu, sorumluluk gibi duyguların ağırlığıyla nasıl yaşamaya çalıştığını okuyoruz.
Yazar, hem Flore Dane’in geçmişte yaşadığı tramvatik olayı gerçekçi bir şekilde aktarırken hem de günümüzde yaşanan kaçırılma vakalarına ışık tutmak için Dedektif Warren’i devreye sokuyor.
Flore Dane’in yaşadıklarının her sahnesini gözümde canlandırabildiğim gibi; günümüzdeki kaçırılma olaylarında suçlu kim sorusuna verdiğim cevap her seferinde değişti; kısaca şüphelenmediğim kimse kalmadı…
Yazar yine başarılı bir kurgu oluşturmuş; bize de heyecanla onu yaşamak düşmüş.
*******
Orada geçirdiğiniz her dakika, her saat düşünüp hayal edebileceğiniz, bütün ayrıntılarıyla hesap edebileceğiniz tek bir şey var. Sizi hayatta tutan tek bir düşünce. Size güç veren tek bir amaç. Nasıl olsa siz de bulursunuz. Bulup üzerinde düşünürsünüz ve sonra, siz de benim gibiyseniz eğer, bir yere bırakmazsınız bunu.
İntikam.
Ama siz yine de ne dilediğinize dikkat edin. Özellikle de, tabut büyüklüğündeki bir kutunun içine hapsolmuş aptal bir kızsanız.