Hakan Günday'ın daha önce okuduğum romanlarını beğenmiş biri olarak bu kitabı büyük bir beklentiyle okumaya başladım.
Galiba beklentim çok büyüktü. O yüzden ilk yüz sayfasında şöyle bir durakladım. Bu diğer romanlarına benzemeyen kitaba biraz ara verdikten sonra devam etmeye karar verdim.
Ama yok arkadaşım. Sürüne sürüne, inleye inleye, acı çeke çek bitirdim bu kitabı. OLMAMIŞ !
Sanki Hakan Günday denemeler yazdığı ajandasını eline almış ve ondan uydurma bir hikaye çıkarmış gibi. Üstelik aynı şeyleri yazıp durması da bazen paragrafları atlamama sebep oldu.
Kinyas ve Kayra'nın karakterler arasından hiç bir farklılıkları yok. Tek yumurta ikizinden bile daha ikiz iki insan. Keşke farklı karakterlerde iki psikopat olsalardı mutlaka daha zevkli olurdu. Bu yüzden bölümler arasında kimin Kinyas kimin Kayra olduğunu karıştırıp durdum. Ve elli bir süre sonra buna aldırmadım, çünkü okuduğum zaten iki farklı karakter değildi.
''Az'' ve ''Daha'' romanlarını çok sevmeme rağmen herkesin ayılıp bayıldığı bu romanı sevmedim. Sanırım okurken havamda değildim.
Ama siz bana bakmayın. Çünkü bu romanı sevmeyen ender gıcık insanlardan biriyim. Ve kusura bakmayın, ''herkesin sevdiği bu romandan ben bir halt anlamadım'' demek zorundayım
İyi ki bu roman ile Hakan Günday okumaya başlamadım. Yoksa hiç bir kitabını okumazdım Hakancım Gündaycım :(