Bu kitapta; hayata tutunamayan, sadece yaşıyor olmaktan bile acı çeken iki insanın zihin ölümünü bekleme yolunda
yaşadıkları karmaşalar gel-gitler arafta kalmalar var; hayata, insanlara dair herşeyi çokca düşünmek ama
umursamamazlık var ve herşeyin hiçbirşeye dönüştüğü, herşeyin hiçbir değerinin olmadığı bir dünya var.
Kitabın ergen edebiyatı gibi durmasının nedeni Hakan Günday'ın ilk kitabı ve lise yıllarında yazmış olması. Buna
rağmen zeka ve kelime oyunları kitabı okutmaya yetiyor.Zaten bir röpartajında kendiside hikayeyi kafasında hiç
tasarlamadığını doğaçlama yazdığını anlatıyor. Bir ara kitabın tanıtımına dair şöyle bir cümle okudum:
"Medeni dünya insanı dedikleri şey, sadece utanç verici rekabetlerin sonucu kazanılmış başarılarıyla övünen ve
sonrasında adına insanlık dediği yapmacık iyilikleriyle modern var olma çabasıdır. Bunun farkına varan insanlar da
haklı olarak yakıp yıkmak isteyebilir herşeyi"
İşte benim ilgimi çeken kısımda bu oldu. Tabiki nihilistlik, megolamanlık, marjinallik hat safhada..Kitabı okurken
bende bu fikirler oluşmaya başladığında dönüp dönüp kitap kapağına baktım "kapağı ile içeriği birbirini nasılda
tamamlıyor iyi düşünülmüş "diye düşündüm.
Kitabı okurken aklım dağılsın kitabın etkisinden sıyrılayım diye araya başka kitapta sıkıştırdım çünkü
karakterlerin şizoid yapılarına kayıtsız kalmamak mümkün değil ayrıca sütle rakı karışımı, cappuccino ve pepperoni
pizzadan birara kusma eğilimine girdim:)
Kitaptan altını çizdiklerim:
-İçi ne kadar doldurulursa doldurulsun yine de hafiftir hayat. Çünkü altı deliktir. Delikse ölümdür! Bütün
kazançlar bu delikten kayıp gider.
-Sorarlarsa, -Ne iş yaptın bu dünyada? diye, rahatça verebilirim yanıtını:
Yalnız kaldım, kalabildim! Altı milyarın arasına doğdum. Ve hiçbirine çarpmadan geçtim aralarından.
-Ne kadar yalnızsan o kadar uzaga gidersin. ne kadar terk edersen o kadar ölürsün
-insanlar..dedim fısıldayarak."Taşırlar insanları.Kundaktayken, tabuttayken.Hep taşıyacak birileri olur.Bazıları
dostluktan, bazıları cepteki paradan, bazılarıda içinde bulundukları sistem birgün onlara da taşınma sırasının
geleceğini söylediği için, taşırlar insanı.
-Yalan ancak ayrıntılarla gerçek olur.Birini kandırmanın en iyi yolu ayrıntılardır.
- Yarın,bugünü yaşanabilir hale getiriyordu. Kendimizi bir binanın tepesinden hepberaber boşluğa bırakmayışımızın
tek nedeni yarındı! Latonun çıkma ihtimalini,aşık olunacak insanla tanışma ihtimalini,sonsuz mutluluk ihtimalini
içinde barındiran o sihirli sözcük : yarın. Gelecek iyi bir sermayeydi. Yaşadığımız sürece bitmeyen anapara gibi..
-Yaşayarak intihar etmeyi seçenlere yardim edilemez.
-Çok şey gördüm beni yüzüstü gömün.