Her şeyden önce, Açlık Oyunları'nın Mars'a konulmuş hali olduğunu kabul ediyorum. Açlık Oyunları'nı okumadım, filmlerinden bildiğim kadarıyla da yazar belki bu noktadan bir yola çıkmış olabilir- bu benim için kabullenilebir. Bazı olaylar da diğer seridekilere göre oluşturulmuş, bunlar devam ederse işte bu benim için kabul edilemez.
Bir -özellikle kurgu- kitabın tam olarak içine girebilmeniz için geçen sayfa sayısı bu kitapta benim sınırlarımın ötesinde. Sanırım bir 200 küsür sayfa. Ben zaten başladım başlayalı kitabın başına konulan haritadaki isimler geçti mi diye her geçen garip isimde başa döndüm ve haritayı kullanabildiğim yerde (200 sayfa sonra) kitap akmaya başladı.
Kitabı sevdim mi? Bütün olarak belki değil. Diğer kitaplarda Açlık Oyunları'nın gölgesinden çıkabileceği umuduyla hoşlandığım yönlerini düşünmeye çalışıyorum. Misal Sevro ^-^ Auuu :)
Keyifli okumalar :)