Yazarın çocuk okurlarından özür dileyerek büyüklere ithaf ettiği kendin olmak, özgür olmak, insan olmak, büyürken yitirdiğimiz özgürlüğümüz, sevgi ve sevgiyi değerli kılan şeyin emek olduğu gibi bir çok gerçeğin farkına varmamızı sağlayan düşündüren kitabı..
Kitapta dev kitapların anlatmaya çalıştığını uzun uzadıya değil net olarak sade bir dille anlatmasını çok beğendim ancak yazarın Atatürk'e diktatör yakıştırması yapması tartışılır...
Küçük prensin her uğradığı gezegen bir metafor olarak insanı temsil ediyor ki;
- insanların nitelikten ziyade niceliklerle ilgili olduğunu vurgulaması
- İnsanların ancak yüreğiyle gerçeği gördüğünü, gözün hiçbir şeyin özünü göstermediğini
- İnsanların arasında da yalnızlık duyulduğunu
- İnsanların ilk önce kendilerini yargılaması gerektiğini
- İnsanların hayal güçlerinin kısıtlı olduğunu vurgulaması benim açımdan kitapta vurucu noktalar arasında yerini aldı.
-“Geceleri gökyüzüne baktığında, yıldızlardan birinde benim yaşadığımı ve orada gülüyor olduğumu bileceksin“...“Ve
üzüntün geçtiğinde – çünkü zaman bütün acıları iyileştirir- beni tanıdığına memnun olacaksın. Daima benim dostum olarak kalacaksın. Benimle birlikte gülmek isteyeceksin. Ve zaman zaman, sadece bunun için gidip pencereyi açacaksın... Gökyüzüne bakarken güldüğünü gören arkadaşların buna çok şaşıracaklar. Sen de onlara: “Ah, evet, yıldızlar beni hap güldürürler” diyeceksin." söylemi ise tam bir ütopya :)
Yazarın hayatı kitabın öyküsü kadar etkileyici. Şöyle ki ;
Yazar 12 yaşında pilot olmak istiyor ama annesinin ısrarıyla denizci oluyor mimarlık okuyor ama kamyon satıcısı olarak görev yapıyor ticarette başarılı olamayınca pilot eğitimi alıyor ve orduya katılıp uçmaya başlıyor.Yani bir savaş pilotu. 35 yaşındayken uçağı arıza yapıyor ve Tunus'ta çöle zorunlu iniş sonrasında kayboluyor. Dört günlük zorlu çöl macerası ardından bir Bedevi tarafından bulunuyor. II. Dünya Savaşı başladığında Fransa, Almanya'nın işgaline uğradığında ülkesinin işgal altındaki durumu onu çok üzmedüğü için doktorların uçmasının tehlikeli olabileceğini söylemesine rağmen olaylar karşında sessiz kalamayacağına karar vererek ABD ordusuna katılarak
yüzbaşı rütbesiyle Kuzey Afrika'ya gidiyor. Görevi Alman ordularının hareketini havadan izlemekti. Yazar Küçük Prens kitabını bu sırada yazıyor.31 Temmuz 1944'te uçağı vuruluyor ve Marsilya açıklarında denize düşüyor. Uçağının enkazı 2000 yılında balıkçılar tarafından bulunuyor..