Kitabın kapağına ve ismine bakarak, eğlenceli bir kitap olduğunu düşünerek almıştım. Fakat neşe haricinde bir çok farklı duyguya sürükledi.
Kitapta bir kaç konu ele alınmış. Abla kardeş ilişkisinin bozulup, son noktasına gelmesi; küçük bir kız çocuğunun dayısına olan aşkı; ardından dayısını AIDS yüzünden kaybetmesi; daha sonra da dayısının hayat arkadaşı olan kişiye aşık olması ve onu da aynı hastalıktan yitirmesi; annesiyle dayısının gençliklerinde kopardıkları bağlarınının hikayesi.
Farklı bir konusu olsa da, kitap beni rahatsız etti. Sonuçta bu olayları yaşayan kız çocuğu 13 yaşında anlatılıyor. Ve öyle de kalıyor. Sonu, kız çocuğunun büyüyüp bunun aşk değil de sevgi olduğunu anlamasıyla bağlansa, kitaba biraz daha olumlu bakabilirdim.
"2007 yılında Kurtlara Söyle Eve Döndüm adlı ilk romanını yazması için kendisine Sanat konseyi tarafından cömert bir fon tahsis edildi" diye yazar tanıtım kısmında bir cümle var. Bir çok listede de en iyi kitaplar arasına girmiş. Bunlar da beni maksatlı ve planlı yazılmış bir kitap sonucuna götürüyor. Bilemiyorum belki ben öyle düşünüyorum fakat öyle listeleri zorlayacak bir kitap değil.