https://illekitap.blogspot.com.tr/2018/05/ozge-erkin-kutsal.html
Kutsal kitabını daha öncelerden, yani henüz kitap olmadan önce Wattpad'de okuyor ve her satırından keyif alıyordum. Şimdi ellerimde olunca ayrı bir zevkle okudum. Açıkçası hikaye halinden daha iyiydi. Soluksuz sayfa kokusu alarak okumak paha biçilemezdi.
Özge Erkin'in kelimeler üzerindeki gücüne hayranım. Öyle cümleler kuruyor ki yüreğe dokunuyor, öyle bir yansıtıyor ki kurguyu bazen hüzün üzerinize çöreklenirken gözleriniz doluyor bazen de içiniz sımsıcak olup sevgiyi, aşkı tadarken kalp atışlarınızı hızlandırıp yüzünüzde gülümseme oluşturuyor. Cidden çok iyi yazıyor ve genelde basit görünebilecek kurguyu bile muazzam hale getiriyor.
Destan kitabından sonra Özge Erkin'in neler yazabileceğini okuduktan sonra bu kitaba dair beklentim yüksekti ki zaten hikaye olduğu dönemlerden de ne bekleyeceğimi biliyordum. Her bir satırı ile beklentimi karşıladı. Wattpadde belki milyon kez okuduğum satırları şimdi kitap olarak okurken bile aynı hazzı aldım.
Kutsal, en başından beri kalbimde yer edinmişti ama Hakim'in tarifiyle o "babası" dediği yerlerde... benim de yüreğim gitti. Öyle masum ve öyle muhteşem bir canlının böylesi bir eksikliği hissetmesi... insanın yüreğine dokunuyor.
Mehveş ise... kadın tek kelimeyle hayran olunası. Her şeye rağmen güçlü, içindeki o yıkık dökük küçüm kız çocuğuma rağmen ayakta kalabiliyor ya... helal olsun.
Hakim ise... Adam! Sen anlatılmaz yaşanırsın be!
Açıkçası Hakim'in pes etmeyip her daim Mehveş'in peşinde olması ikisine de sonsuz mutluluk getirdi. Keşke.. böylesi bize de denk gelse. Ama o aşkı kıskandım. O aşka özendim. O aşktan istedim bende. Öylesine mükemmeldi, kusursuzdu, muhteşemdi.
Hele ki Mehveş, Hakim'i vurduğunda... tekrar tekrar okuduk ki wattydeyken de o satırları tekrar tekrar okumuştum. O duyguları nasıl da güzel anlatmıştı yazar. Bir de Hakim hastanedeyken Mehveş'in duyguları... o güçlü kadının yerinde yerler eserken daha çok sevdiğini kaybetme eşiğine gelen bir kadın okuduk ve ben o kadına da hayran oldum. Mehveş'in içinde barındırdığı her kadın hayran olunasıydı.
Anneliği ise... işte budur dedirtti. Hakim'in karşısına geçip de bebeği istediğini söylediğinde... kadın sensin işte dedim.
Bu kitapta cidden anneliğin kutsallığını dibine kadar okuyoruz resmen. Neyse daha bahsedersem kitap içeriği olacak :)
Hakim'in kardeşi Erkin... alınmayın kızmayın ama o bazen fırlama tavırlarına vuruldım. Çok tatlıydı.
Devran ve Efsun'u görmek beni en mutlu eden şeydi çünkü kim ne derse desin onların hikayesi benim için yazarın yazdığı en zirve kitap. Bazen sayfalarını karıştırdığımda bile içim titrer.
Süheyla ve Vural ise... zaman zaman Vural'a kızdım. Kadın seni istiyor, seninle olmak istiyor, her şeyi göze alıyor da sen ne ödleklik yapıyorsun dedim. Ama işte herkesin kendince fikri ve bahaneleri var ne yazık ki. Ama benim nazarımda çok geçersizdi bahaneleri. Neyse ki onlarda mutluluğu buldular.
Kitabın en can alıcı noktası son sayfa, Kutsal'ın babasına, Hakim'e yazdığı mektuptu.
Kitabın son bölümü çok güzeldi. Tam da bu kitaba yakışandı açıkçası.
Ben şimdi Karahan'ı Kutsal'ı ve Aytun'un hikayelerini okumak isterim. O gençler de ne kadar babaları ve anneleri izinden gidiyor görmek isterim. Gerçi Yakut ve Mahinev'inde okurum olursa ;)
Sanırım sıradaki kitabımız Usta olacak. Çünlü asıl hikaye ondan çıkacak gibi geliyor. Sanırım bir Destan kadar etkileyici olur.
Neyse, çok uzattım. Ben kitaba bayıldım. Muhteşemdi. Zaten Özge Erkin kalemini seviyorum. Dediğim gibi kelimeleri çok ustaca kullanıyor ve okurun kalbine dokunuyor aklında yer ediniyor. Bu yüzden daha fazla kitabını okumak isterim. Size de tavsiye ederim.