Kutudaki Eller

Konusunu hicbir yerde bulamadigim icin kapak ve kitap ismi yuzunden tercih edip okumaya basladigim kitaplardan. Boyle kitaplarda karsiniza ne cikacagini bilmediginiz icin biraz sikintili aslinda ya neyse.
Konu itibariyle 1920lerde ingilterenin banliyolerinde yasayan 8-10 kisilik bir cocuk grubu uyelerinden olan Michael'in hasta ruhlu babasinin, karisini ve onun sevgilisini oldurup,ellerini bir teneke kutuya gommesiyle baslayan olaylar zincirini anlatiyor. Seneler sonra bir vesileyle bir araya gelen kendi iclerinde cocuk ama yas olarak 70 yas ustu dedeler ve ninelerin gecmisle gidip gelen hayatlari, birbirleriyle bagli olan iliskileri ve seneler sonra cozulen cinayetleri anlatmaya calisan bir kitap aslinda. Ama asiri sikici. :(
8-10 cocuk var ve hepsinin kardesleri akrabalari ailesi var. Ve hepsi isim isim geciyor. Cozene kadar kitap bitiyor bi kere. Ikincisi olay zaten bastan belliyken bir merak unsuru yok. Oylece tekduze bi sekilde okuyorsunuz ki bu inanilmaz derecede insani bayiyor. 280 sayfa guya ama bitmiyo bir turlu. Ucuncusu ve en sinir oldugumsa bir paragrafta bi karakter hakkinda bisi okurken alt paragrafa gectiginde hop baska bisi baska bi karakteri anlatmaya baslamis yazar. Arkadasim klavyenizde bi cizgi bi nokta ya da baska bisi yok mu da bunlari boyle bitisik bitisik yazdiniz. Deli oldum okurken. Zaten okunmuyo kitap, tam alisiyosun hop baska bisi cikiyor. Noldu ne kacirdim nasil geldik buraya diyosun. Ite kaka giden okuma zevki de boylelikle bitiyor.
O yuzden tavsiyem gidin baska bisi okuyun. Yazik etmeyin o guzel vaktinize. :(