Kadın, erkek, savaş, barış, din, ölüm, yaşam, mutluluk, öğrenmek... Neredeyse konuşulması ilginç her şeye dokunmuş Anne Rice.
Tüm o fantastik curcunanın yanında, olabildiğince insani, olabildiğince sıradan ve olabildiğince ilginç şeyleri derinlemesine, sanki başka bir canlı türü tarafından gözlemleniyor, değerlendiriliyormuş gibi sunmasına hayranım.
Belki de günlükler arasında en aksiyonlu olan bu kitap bile, aksiyondan daha çok derin tartışmalara yer veriyor. Beni de böylelikle çok mutlu ediyor.
En güzel vampir, okuyan, konuşan, düşünen, melankolik, durmaksızın aşık olan, optimist, sanata düşkün, yazan ve insanı insandan daha çok seven vampir...
Ve elbette Lestat...