Lo'nun bir akşam güneşi, Dolly'nin huzur veren sabah meltemi ve Dolores'in bu çözülmez aşkın ulaşılamaz arzu nesnesi olduğunu; tüm bunlarla birlikte Lolita'nın, Humbert Humbert'ın supericikleri çizelgesinin en üst basamağında durduğunu görürürüz.
Dolores, beyaz çorapları ile supericiği Lolita'nın fiziksel bedenini taşır. Mevzu bahis H.H olunca aslında bu 'sapkın' tutkuyu ahlaki açıdan karşılaştırmalı biçimde sunuyor bize Nabokov. Yani ahlak zaten kültür ve gelenekten aldığı mirasla beslenirken H.H pek çok defa bu kavramlardaki geçiciliği ve değişimleri vurgular. Kendi günahkar suçsuzluğunu örtbas etme amacı elbette taşır, ama sübyancılıktan öte bir superisi tutkusudur bu. Edebiyatçıların dahil olduğu pek çok sav döker ortaya. H.H, sapkınlık ve ahlaki değerlerin zamanla değişebildiğini itirafları arasında edebiyatçıları anarak belirtir.
peki Dolores Haze nesne olarak burada ne durumdadır, sorusu geliyor. Humbert'in oluşturduğu fiziksel ve tinsel şemada, henüz küçük yaşlarda yaşadığı bir aşk macerası etkinlik gösterirken, Dolores, Humbert'in geçmişinin deneyimsiz aşk öznesinde yakaladığı benzerliği üzerinde taşımaktadır. Dolores, H.H'nin aradığı erotizmi bir gölge gibi onun gölgesine değdirip durur. Bilinçli olarak yapar bunu fakat biraz ilgi çekmek biraz da hiç anlaşamadığı annesini bertaraf etme amacı gütmektedir.
İnsana paha biçmekte pek aceleci olan okur, bu kurgusal itirafların izdüşümünde Humbert'ın tarafını tutuyor ilginç bir şekilde. Tutkunun şaşaasından olacak, okur, kendi yaşamındaki tutku ihtiyacını Humbert'ın ahlaki niteliği sorgulanabilir eylemleriyle uzlaşarak farkında olmadan gemiye binmiş sayılabilir. Yine de metin arasında sıkla anıldığı gibi kendi çıkarlarını yaşatmak adına Lolita'nın çıkarlarını sağlayan bir adamdır bu adam. Yıllar geçtikte ödül ve yasak ikileminden sıkılan Lolita'yı kavraması daha da zor olacaktır Humbert'ın. Yine de sevmiştir işte. Supericiği o kusursuzluk maskesini belki de ertesi yıl çıkaracaktır üstünden ama H.H artık vazgeçemez ve bu noktada supericiği mitosunun sadece fiziksel bir tutkudan fazlasını taşımaya başladığı görülecektir. Aşkın garipsenir tüm yanlarıyla insanı yakalaması nedense pek de garipsenmez.
Humbert'ın tüm pragmatist yanlarını - Charlotte Haze ile sırf Dolores ile aynı evde kalmak amacıyla evlenmeye mecbur kalması, bu ikiliyi tüm gün uyutacak uyku hapları ayarlamaya çalışıp Dolores'i uykusunda taciz etme planları, Charlotte'dan kurtulma amacıyla cinayet planları kurması, Dolores'in superisi olma ihtimali olan arkadaşlarıyla iletişim kurmaya çalışması- hesaba kattığımızda karakter yapısı olarak da değiştiğini görürüz. Eh sonuçta minik supericiği Dolores'i üzeni üzmeye gider son olarak.
Yayımlanma aşaması ve yayınlandıktan sonra Nabokov'un yaşadığı zorluklar, Kubrick'in filminin dahi kimi Avrupa ülkelerinde sansürlenmesi bir kenara plajda okumaya yeltenirken 'ahlaksız' olarak damgalanma çekincesiyle bir kaç sayfa okuyup ortadan kaldırdığım bir kitap olmuştur Lolita.
Ahlak güzel bir moda fakat;
“Lolita, hayatımın ışığı, kasıklarımın ateşi. Günahım, ruhum, lo-li-ta; dilin ucu damaktan dişlere doğru üç basamaklık bir yol alır, üçüncüsünde gelir dişlere dayanır. Lo-li-ta”
Sanat modadan yalıtılmış bir faaliyet olarak çok daha güzel.