Lutetia

8 puan

Lutetia,II.Dünya Savaşı'nın dönemin önde gelen otellerinden birine nasıl yansıdığını konu alıyor.Savaş,otel çalışanlarından biri tarafından gözlemleniyor ve anlatılıyor.Lutetia önce sanatçı ve yazarlara,daha sonra düşman askerlerine,en sonunda da toplama kampından dönen esirlere açıyor kapılarını.Olaylar savaşın ortasında,topların tüfeklerin patladığı bir cephede geçmediği için savaş ortamının yıkıcılığını yaşamıyorsunuz.Ama savaşın sivil halk üzerinde ne gibi etkileri olduğuna tanıklık edebiliyorsunuz.

itabı okurken ana kahraman (Edouard Kiefer) yerine zihnimde Jean Reno'yu yerleştirdim.Leon'da gördüğümüz deri ceketi,kasketi ve yuvarlak camlı gözlüğüyle değil de takım elbisesi,beyaz gömleği ve kravatıyla bence anlatılan ortama çok uygundu.En az Leon'daki kadar sessiz ve içine kapanık...Öyle ki bu yalnız adam "Tek olmak bir hapishane,hatta bir sınır değil,tam tersine,bir başarıdır." diyordu yalnızlığı ile övünerek.

Savaşla ilgili pek çok şey söylenmiş veya yazılmış olabilir.Ama ben savaş hakkında veya savaş karşıtı daha iyisini okumadım:

" Savaş,bana savaştan bahsetmeyin,savaşta en ufak bir soyluluk göremiyorum,vatansever kasaplık temiz ve onurlu da değil,belki gazetelerin redaksiyon bölümlerinin dışında...Savaştan,gerçek savaştan kurtarılacak bir şey yok...Savaşta insanın kendini öldürteceği güzel bir şekil de yok...Asker olarak gittim,mağara adamı olarak döndüm...Savaş hayatlarımızı sonsuza dek damgaladı..."

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »