2. Dünya Savaşı sırasında küçük bir İtalyan adasında konuşlanmış olan bombardıman birliğinden Yossarian, tam bir paranoyaktır. Yüzbaşı Yossarian, kışlasındaki ast ve üstlerinin deliliklerinin savaş sayesinde açıkça ortaya çıkmasından rahatsızdır, aynı zamanda sürekli birilerinin onu öldürmeye çalışmasından da rahatsız olmaktadır. Emirlere aykırı olarak rütbe peşinde koşan üstlerinin sürekli uçuş sayısını arttırıyor olması, kışlada sinirleri germektedir. Yossarian'ın tek amacı öldürülmeden bu cehennemden kurtulmanın bir yolunu bulmaktır.
Kışlada bulunan tüm karakterleri, eleştirilecek karakter özelliğinin bir karikatürü olarak kurgulayan yazar, öyle güçlü kimi yerde Orwellyen kaçacak bir abartı seviyesinde tezatlar kullanıp her sayfasından zeka damlayan alaycı bir üslupla yazmış eserini. Dunning- Kruger göndermeleri içeren ast-üst ilişkileri, bürokratik manevralarla verilen ölüm hükümlerine kadar varıyor. Mevki çatışmaları, zaten bıçak sırtında olan ve ölüm korkusuyla daha da gerilen ilişkileri daha da çıkmaza sokuyor. Irkçılığı, bencilliği, ölümsüzlük düşlerini, kontrol edilemez kaygı gibi özellikleri karakterlerine ustaca yediren yazar, çok sayıda açmazla süslemiş metni ( ki en ünlüsü Madde 22 ). Uyumculuğu eleştiren, din ve tanrı sorgusuna giren yazar, açık Travma sonrası depresyon yaşayan bir karakteri metne dahil ederek, savaşın insan psikolojisinde yarattığı ciddi yıkımı da okuruyla paylaşıyor.
Diz boyu beceriksizlikle dolu, sağduyunun camdan uçup gittiği bir kışlada her yerde sağırlar diyaloğu sürmekte, as-üst ve eşitler arasında. statü için dönen onca dolap, bürokratik sadizmle taçlanıyor. Askerlerinin can güvenliğini kendi statü yarışı için hiçe sayan üstler, girişimciliği ve karaborsa yaratmak için ( bir müptelanın sonraki vuruşu gibi) her şeyi gözle alan astlar, silah arkadaşlarını ve kendi güvenliklerini bile önemsemiyorlar. Çoğu asker ölümden öylesine korkuyorlar ki, yaşam onaylayıcı eylemlerin ( seks ) müptelası olmuşlar.Sürekli onanma beklentisi olan karakterler, derin güvensizlik ve kaygı atakları geçiriyor, tüm pisliklerini savaşı bahane ederek ortaya saçan psikopatlar kimi nasıl incittiklerini umursamıyorlar. yazarın çok sayıda tekrar kullandığı doğru, ancak bu durum mantık dışı görüşleri ve olayın saçmalığını vurgulamak için kullanmış bu tekniği.
Stevenson atfında bulunan yazar, Freud ve rüya yorumlamalarına gönderme yapıp Psikiyatri eleştirine giriyor. yansıtmacı psikiyatrist üzerinden herkesin kendi eksikliklerini karşısına yansıttığı görüşünü inceden savunan yazar, Adler atfında bulunmuş. Yossarian'ın Roma'ya kaçak gittiğinde yaptığı yürüyüş sırasında dünyanın sunabileceği tüm pisliği okuruna sergileyen yazar, gerçeküstü anlamsızlıklardan okuru o denli hızlı çekip alıyor ki betona çakılmış gibi bir etki bırakıyor. Birey mi yoksa grup mu sorusunu "şeytanla antlaşma" gibi bir motifle okuruna aktaran yazar, başından sonuna Vonnegutvari ironilerle dolu güçlü bir eser kaleme almış. İngilizceye çözülmesi mümkün olmayan açmaz anlamıyla geçen "catch 22" , hakkındaki tüm övgüleri ziyadeysiyle hak ediyor.