Martı

8 puan

Uzun süredir okumayı ertelediğim bir eserdi Anton Çehov'un Martı'sı. Karmaşık ve akılda tutulması zor olan pek çok sayıda ismin ve karakterin yer aldığı Rus klasiklerini okumak, çok düğmeli çok fonksiyonlu bir kol saatini zar zor kullanmak ama daha çok şık bir aksesuar olarak kullanmak gibi. Tıpkı böyle bir saati koluna takmanın kimi insan için ayrıcalık veya özgüven hissi sağlıyor; saati görmekten başka kaygısı olmayan birisi için ise külfet oluşturuyor olması gibi; okuduğu kitapta yer alan olayları ve kişileri açık, seçik ve net biçimde görmek isteyen ortalama bir okur için Martı'yı okumak da biraz zorlayıcı olabiliyor.

Eserin özetine bu isim karmaşasına girmemek adına yer verneyeceğim. Kitabın içeriğinde; orta ve yüksek tabakalardan insanları, bu insanların karşılıksız aşklarını, yazar veya oyuncu olarak yükselme isteğini, birbirinden beklediği yakınlığı ve desteği göremeyen anne ve oğul ilişkisini konu alan dört perdelik oyunun yer aldığını belirtmekle yetineceğim.

Eser hicvi, hüznü, karamsarlığı ve umudu realizm potasında harmanlamak adına çok başarılı, içerdiği karakterler çok özgün ve Ataol Behramoğlu'nun kaliteli çevirisi de eserin ruhunu çok güzel yansıtmış. Ancak karakterleri ve hikayeyi bu isimler karmaşasında takip etmek doğrusu pek kolay değil. Hele hele eserin bir tiyatro metni biçiminde yazılmış olması, bu durumu daha da güçleştiriyor. Bu nedenle, kitabın özetini başka platformlarda izlemek, dinlemek, okumak durumunda kaldığımı belirtmeliyim.

Ben, kendi adıma bu eseri; olaylar ve isimler arasındaki boşlukların tasvirlerle, okumayı kolaylaştırıcı detaylarla doldurulduğu düz metinli bir roman formatında okumayı veya bir tiyatro oyunu olarak izlemeyi tercih ederdim. Tiyatro oyunu formatında eserleri okumayı pek sevmediğimi, bu eseri okurken bir kez daha gördüm. Ama bu bir zevk ve tercih meselesi

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »