Melekler Zamanı.
Anlatacağım şimdi size. Her zaman yaptığım yorumlardan farklı olacak bu yorum. Farklı bir kitaba farklı bir yorum. Gerçi nasıl yaparım naparım bilmiyorum. Öyle ki bu kitap için söyleyeceğim tüm kelimeler anlamını yitirecek.
Kelimeleri nasıl seçeceğim bilmiyorum. Nesil'i,Barlas'ı,Ekin'i ve diğerlerini nasıl anlatacağım bilmiyorum. Öyle bir şey ki bu kelimeler tükeniyor,uygun olanı bulamıyorum.
Başladım okumaya,beni neler beklediğinden habersiz okuyorum. Okudukça bir şeyler buluyorum,buldukça okuyorum. Belki ilk başlardan bir şeyleri çözmeye çalışıyorsunuz,ne oluyor diyorsunuz. Ama sonra…
Aynı kişinin iki hikayesi olur mu derseniz olur. 725 sayfa nasıl bitecek derseniz size tek bir cevabım var ; okudukça bitmesin isteyeceksiniz.
Bu kitabı okurken nasıl değerlendireceğim diye düşünüyordum. Kendi kafamda nasıl değerlendiririm diye ölçüp biçiyordum. Hala düşünüyorum. Gerçi düşünmek çözüm bulmuyor. Ölçülecek biçilecek bir yanı yok. Harikadan da öte…Değerlendirirken kelimeler anlamlarını karşılamıyor bu kitap için. Harika diyeceğim olmayacak,daha ötesi lazım bana. En muhteşem diyeceğim yine olmayacak. Öte lazım bana,öte…
Bir çok kitapta bulamadığım bir şey vardı bunda. Doğallık. Doğaldı. Tasvirlere baktığımda öylesine doğaldı ki. Hayran olmamak elde değil.
Size karakterleri anlatmak isterdim. Gerçekten isterdim ama yapamam. Mesela Yusufla Barlası ayrı ayrı değerlendiremem. Tek tek de değerlendiremem. Size minicik meleği –Ekin’i- dahi anlatamam. Okumanız lazım. Her cümleyle tanımanız lazım onları…Barlasla Ekin’in,Barlasla Nesil’in,Barlasla Kaptan’ın ve diğer kahramanların hareketlerini hayal etmeniz lazım. En azından ben öyle yaptım. Bir çok sayfada kapadım gözlerimi hayal ettim…
Barlas : ‘’ Bu gece otelde bir kız gördüm Kaptan…Gözleri, çam gölgesi vurmuş deniz kadar güzeldi.’’
Nesil : ‘’ Şafağı olmayan bir gece kadar siyah bakıyor.’’
Kelimelerim yetmediği halde bu kadar konuştum. Kelimelerim yetse,telaffuzlarını bir becerebilsem daha neler anlatırdım fakat bu kadar benden…
Bu kitap için kelimelerim boş. Çünkü bu kitap o kadar dolu ki kelimeler bile sustu kaldı yanında. Çünkü bu kitap o kadar dolu ki cümleler saygıyla eğildi yanında.
Ben okudum,onları tanıdım ve Fatma Erdek’e bir kez daha teşekkür ettim. Yüreğine,kalemine sağlık.