Meleklerin Kanı (Lonca Avcısı, #1)

9 puan

http://kitaphayvaniningunlugu.blogspot.com/2012/09/kitap-yorumu-meleklerin-kan-nalini-singh.html

Meleklerin Kanı, uzun zamandır okunacaklar listemde bulunan kitaplardandı. Ancak okumam ancak Türkçe çevirisi çıktıktan sonra mümkün olabildi. Tabii ben yine İngilizce versiyonunu okudum. Bu yüzden bazı terimleri birebir aktaramayabilirim.

Meleklerin Kanı/Angels' Blood, Lonca Avcısı/Guild Hunter serisinin ilk kitabı. Nalini Singh, Psy-Changeling serisiyle tanınan ve "paranormal romance" okurları arasında çok sevilen bir yazar. Lonca Avcısı/Guild Hunter ise hem "paranormal romance" hem de "urban fantasy" türlerine girebilecek türde başarılı bir seri. Açıkçası bu kitap sayesinde urban fantasy'i ne kadar sevdiğimi tekrar hatırladım. Bundan sonraki kitap seçimlerimde büyük etkisi olacak bu farkındalığın.

Elena Deveraux, bir Lonca Avcısı. Ona "vampir avcısı" da diyebilirsiniz. Tabii Elena, vampirlerin kalplerine kazık saplamıyor. O farklı türden bir yöntem kullanıyor. Tüm Lonca Avcıları'nın kullandığı yöntemi: Vampirleri götürüp başmeleklere teslim ediyor.

Nalini Singh'in yarattığı yeni dünyada insanlar meleklerin de vampirlerin de var olduklarından haberdarlar. Bu dünyanın yöneticileri başmelekler diyebiliriz. Lonca Avcıları ise başmeleklerin işlerini yapmalarına ve huzuru korumaya yardımcı oluyorlar bir nevi. Yoldan çıkmış bir vampir oldu mu onu yakalayıp başmeleklere teslim ediyorlar. Bu arada vampirleri de melekler yaratıyor. Yaratılmaya layık görürlerse.

İşte Elena bu dünyanın içinde yetişmiş bir genç kadın. O tam bir Avcı. Sevdiğim cinsten bir kadın karakter. Güçlü, kimsenin altında ezilmeyen ve ağzına geleni söyleyen türden. Pek çok Lonca Avcısı'nın aksine onda doğuştan Avcı içgüdüleri var. Vampirlerin kokularını çok uzaktan alıp, ayırt edebiliyor. Bu da onu konum olarak hayli yükseklere taşıyor elbette.

Elena'nın sıradan Avcı ritüelleriyle renklenmiş yaşamını başaşağı etmek için tek bir şey gerek: Bir başmelek. Raphael burada sahneye çıkıyor. Şehrin en güçlü başmeleklerinden biri, Elena'yı yanına çağırıyor. Elena kendisi için tehlike çanlarının çaldığını düşünüyor. Çünkü herkesin hergün bir başmelekle görüştüğü söylenemez.

Başmelek Raphael, Elena'yı öylesine çağırıyor olamaz, değil mi? Ondan istediği bir şey var. Yeni bir av için Elena'ya ihtiyacı var. Ama bu seferki av, sıradan bir vampir değil. Raphael'in Elena'dan istediği şey, bir başmeleği avlaması. Elena'nın Avcılık yetenekleri bu sefer o kadar da işe yaramayabilir gibi görünüyor.

Lonca Avcısı'nın melekleri öyle temiz, cennetten inme, kötülük namına bir şey bilmeyen yaratıklar değil. Onlar için tek bir sözcük kullanılabilir: Tehlikeli. Archangel Tower (Başmelek Kulesi)'daki varlıkları insanların yüreğine ağzına getirmek için yeterli. Raphael de bu imajı destekleri nitelikte bir karakter olarak sunuluyor önümüze. Onun için bir insanın hayatı hiç de değerli değil. Ama Elena'da onu çeken bir şeyler var. İkili arasındaki kedi-fare oyunu işte buradan ileri geliyor.

Meleklerin Kanı'nda kafamı kurcalayan bir şey de vardı, söylemeden geçmeyeyim, meleklerin kanatları! Anladığım kadarıyla sürekli ortada bu kanatlar, okuduğum diğer melek kitaplarının aksine. Öyleyse koca koca kanatlar, normal binalara nasıl sığıyor? Hadi ulaşım için hava yolunu tercih ediyorlar, anladım ama bu içeri sığma meselesi çok kafama takıldı. Tabii düşünmesi bana zevk veriyor, Raphael'i dev gibi kanatlarıyla küçücük apartman dairesinde düşünüp düşünüp sırıtıyorum.

Kitaptaki yan karakterler, en az ana karakterler kadar hoşuma gitti. Nalini Singh, kurgudaki hassasiyeti karakterlerine de göstermiş. Raphael'in komutasındaki güçlü vampir Dmitri, Venom, melek Illium, Elena'nın arkadaşı Sara ve Ransom okuması çok eğlenceli kişiliklerdi.

Meleklerin Kanı, sevdiğim bir türe geri dönüş yapmamı sağlayan ve bayılarak okuduğum bir kitap olarak kütüphanemdeki yerini aldı. Kitap, Gece Avcısı, Ateş, Anita Blake gibi yetişkinlere yönelik paranormal serileri sevenlerin ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılayacaktır.

Sağlam bir kurgu, sağlam karakterler. Lonca Avcısı/Guild Hunter serisine devam etmemem için hiçbir neden göremiyorum.

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »