Kitabı bitirdikten sonraki ve 250. sayfadan önceki görüşlerim apayrı gerçekten.
Gerçekten başlarda çok sıkıldım, karakterlerden bir ikisi hariç çoğu gerçekçi gelmedi. Elimde süründü diyebilirim. Kitapları yarıda bırakmaktan hiç hoşlanmadığım için devam etmek adına çok çaba sarf ettim ve sonradan her şey değişmeye başladı.
Öncelikle gerçekten Oliver karakterine hiç ama hiç ısınamadım ve Torin'in garip halleri kitaba devam etmemi sağlayan tek unsurdu ve kitapta en sevdiğim karakterde, Woody ile beraber, oydu diyebilirim.
Birden tempoya girdiği için son 150 sayfasını hızlıca bitirdim ve son 5 sayfasında da derin bir oh çektim gerçekten. Bazı yerlerde güldüm, bazı yerlerde ağladım ama bu çok normal çünkü Sineklerin Tanrısı'nda bile ağlamış biri insan olarak en ufak kaybedişte sulu gözlü biri olup çıkıyorum. En başından beri Oliver'ı itici bulan biri olarak, (ki adamın bir tane bile yanlış hareketi yoktu sadece çok yapmacık bir karakterdi) sonlarda Elsie'nin yapması gerektiğini düşündüğüm şeyi yapması kitaba biraz daha ısınmamı sağladı. Ayrıca gerçekten çok eğlenceli yapılacaklar listesi oluşturmuş yazar. Bazılarını yapmak istiyorum.
Yani genel olarak yer yer sıkıldığım, yer yer de tempo kazandığı için severek okuduğum bir kitap oldu. Çerezlik olarak güzel bir kitaptı.