ROMANI OKUMAYI DÜŞÜNENLER İÇİN KATİ NOT: KESİNLİKLE VE KESİNLİKLE İNTERNETTEKİ KİTABA DAİR YORUMLARI, BURADA YAZILAN YORUMLRI VE ARKA KAPAĞI KESİNLİKLE OKUMAYIN, ÇÜNKÜ ÇOK CAN ALICI BİR NOKTAYI AÇIK EDİYORLAR.
İnsanı ilk sayfasından alıp son sayfasına savuran sarsıcı bir roman.
İlk bir kaç sayfa, 5 yaşındaki Jack'in ifadelerine alışana kadar zor geçiyor ama sonra müthiş bir hız ve merakla romanı bitiriyorsunuz. Romanın dili çok güzel ve çevirisi harika: Gül Çağalı Güven çok yetkin bir çeviri yapmış. Yaşı 5 olan bir anlatıcının ifadelerine alışkın olmayan Türk okuyucusu, başlangıçta bu farklı ifadeleri çevirmenin hatasına bağlıyor ama romanın içine girdikçe çevirmenin iyi bir iş çıkardığını anlıyor/anlamalı.
Özellikle odadaki nesnelerin tamamının büyük harfle başlaması çok zekice bir buluş. Odadaki her şey Jack için cins olamayacak kadar nadide çünkü. Kitabın kurgusu kuvvetli, olaylar sarkmıyor, yaşananlar mantıksız durmuyor, sıkmıyor. Yıllarca tek bir odada kilitli yaşamanın tahmin edemediğimiz sonuçlarını yazar müthiş bir hassasiyetle aktarıyor, kitap beni en çok bu noktada vurdu. Dünya Jack'in ağzından o kadar naif ve farklı bir bakışla aktarılıyor ki başka bir romanda etkili durmayan sözcükler, bu kitapta kocaman bir etki yaratıyor:
"Anne de Tank'la oynuyor ama çok uzun sürmüyor. Her şeyden çabuk sıkılıyor, bu yetişkin olmasından gelen bir şey." (s. 48)
"ama ağlamam sözcüklerimi eritiyor, duyamıyorum sözcüklerimi." (s. 145)
"esaret yeni bir icat değil." (s. 216)
"Başımı musluğa çarpıyorum. 'Dikkat et.' neden kişiler ancak acıdıktan sonra söylüyolar bunu?" (s. 258)
Romanı okumayı düşünenler için kati not: Kesinlikle ve kesinlikle internetteki kitaba dair yorumları ve arka kapağı okumayın, çünkü müthiş bir spoiler barındırıyor yorumların çoğu ve arka kapak.