Yahudi bir ailenin tek evladı olan marcus zaman geçtikçe babası ile sorunlar yaşamaya başlar.. baba oğlunu kaybetmekten korkmaktadır.
marcus daha fazla dayanamaz ve evinden iyice uzakta olan üniversiteye gitmeye başlar.. yurttaki arkadaşı ile anlaşmazlık yaşar ve başka birinin yanına taşınır.
olvia isimli kızdan hoşlanır. ikinci yerindeki arkadaşı evelyn olviaya hakaret edince, yurttan ayrılıp başka yurda geçer.
bu dekanın dikkatini çeker. dekana bilgi vermek zorunda kalır. ve rahatsızlanır. ameliyat geçirir. olvia ile hastanede ilişki yaşar. daha sonra annesi ziyarete gelir.
olvia ise geçmişte sorunlar yaşamış, ebebeynleri ayrılmış, hatta intihar etmeye kalkmış bir kızdır.
annesi olviadan ayrılmasını ister. marcus kabul eder. okula döndüğünde, marcus tuhaf şeyler olduğunu farkeder. odası dağıtılmış, çöplüğe döndürülmüştür. marcus bunu yapanın olvia olduğunu düşünür.
olvia ortalarda yoktur. onun okuldan ayrılığını öğrenir. dekanın davetine uyup, dekana giden marcus dekandan hoş olmayan hatta iftira dolu suçlamalarla karşılaşır.
olvia hamiledir ve marcus ile annesinin konuştuklarını duyup sinir geçirdiğini duyar. marcus masum olduğunu anlatmaya çalışır ama başarılı olamaz.
okulda olaylar patlak verir. kahramanımız okuldan atılır ve savaşa katılır ve ölür.
dekanın araştırıp soruşturmadan marcus'a yüklenmesi hoşuma gitmedi.
kitap dil olarak sade ama sert bir anlatış tarzı var. okurken sanki olayların içindeymişsiniz gibi hissettiriyor insana..
kitapta toplum kurallarının insana nasıl baskı uyguladığının çok güzel bir kanıtı.