Pamuk Şekeri’nden sonra bu kitabın çıkmasını sabırsızlıkla bekliyordum. Ama nedense çıkar çıkmaz okuyamadım. Şimdi tadına vara vara okudum.
İlk kitapta olduğu gibi yine eğlenceli ve okuması çok zevkli bir kitaptı. Gerçi ben daha kalın bir kitap bekliyordum ama başka açıdan bakınca gereksiz uzunluktan arınmış saf bir roman okumak ayrı bir keyif de verdi.
İlk kitapta çok fena bir yerde bitmişti malum. Yasemin’in karmaşık hayatına kaldığımız yerden devam ettik. Ama ne etmek. Tam yeni bir aşka yelken açarken, Yasemin’i kaybedince kıymetini anlayan eski sevgilinin denizi bulandırması mı istersin, eşinden boşanıp burnunun dibinde biten sevilmeyen ot Didem mi dersin?
Didem demişken yazmazsam olmaz. Didem gibi bir karakter yazabilmek! Yazarı gerçekten takdir ettim. O nasıl bir karakter öyle herhalde karşımda olsa elimde kalırdı.
Çok bizden karakterler ve olaylar yazdığı içinde ayrıyetten sevdim bu kitabı. Tamam yine zengin erkekler işin içine girdi ama diyaloglardan tutun da yediğine içtiğine kadar çok bizdendi. Yani düşünebiliyor musunuz, Yasemin Erhan’a etli taze fasulye yapıyor. Ki Erhan’ın zengin olduğunu okuyan herkes bilir. Bana çok doğal ve şaşırtıcı geldi bu durum. Sonuçta her akşam ıstakoz değil böyle şeyler yiyoruz.
Ama bu kitap yetmedi onu da söyleyeyim. Elif’i merak ederim, keza Yaren var daha. İnşallah gelecek kitaplar çok daha kısa aralıklarla gelir.