Piraye...güçlü,özgürlüğüne düşkün,başarılı,güzel bir genç kız tiyatrocu olmak isterken ailesinin karşı çıkması sebebiyle Marmara Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesine gidiyor.Orada lise arkadaşı Esinle karşılaşıyor.Esin delidolu,biraz çatlak ve bence aşka aşık bir kız ve aslında Piraye ile çok zıtlar.Piraye erkeklerin dikkatini çeken bir kız ayrıca...Ona şiirler yazan Arif,onu çok seven deli dolu Ömer,asistanları Nevzat hepsi Pirayeyi seviyor ama Piraye hiç birini seçmiyor.Ama birinin daha dikkatini çekiyor önceden karşılaştığı ama konuşmadığı Haşim ağabey...Haşim Pirayeyi seviyor Esin öyle söylüyor ama Piraye doğru oladığını düşünüyor ta ki Haşim ona 'aşık oldum sana Piraye' diyeseye kadar.Piraye Ömerle küsüyor.Haşim herzaman yanında ve bu bazen Pirayeyi sıkıyor.Haşim ve piraye evlenmeye karar verdiklerinde Haşimin verdiği kararlar Pirayeyi şok ediyor.Pirayeye İstanbulda kalırız diyen Haşim Diyarbakırda işyeri açıyor orada kalalım diyor.Piraye kabul ediyor evleniyorlar bir süre sonra Haşimin attığı tokat evliliklerini yıkma durumuna getiriyor.Ama piraye haşimi terkedemiyor ve bir süre sonra haşim başka biriyle evleniyor erkek çocuğu olsun diye...Piraye sonunda İstanbula gelip babasının muayenehanesini açıyor...Kitabı okurken birçokkez ben neyapardım diye düşündüm...Canan Tan'ın kitaplarının sevmediğim bir özelliği var nerdeyse hepsi birbirine benziyor ve sonunda mutlaka biri yaptığı hatalardan pişman kalıyor...Anlatımı sade ve akıcı ama böyle bitmemeliydi ne yapalım yani affedelim mi Haşimi?