http://illekitap.blogspot.com/2018/09/m-lemariz-safir.html
Daha önce M. A. Lemariz kitabı okumamış ve yazarın kalemiyle ilk kez karşılaşmış biri olarak şunu söylemeliyim ki oldukça iyi ve güçlü kalemi var. Diğer kitapları nasıldı bilmiyorum ama bu kitap - Safir - bir historical romans ve bir Türk yazar olmasına rağmen İskoç hikayesini oldukça güzel yazmış. Daha önce bu türün kraliçeleri diye adlandırdığımız kişilerin kitaplarında gördüğümüz kadar gerçekçi ve güçlü bir şekilde konu almıştı kurgusunu.
Düşünüyorum... düşünüyorum ne eksiği vardı kitabın diye... bulamıyorum. Ahh evet bir eksiği vardı kitabın. Ciddi anlamda çok fazla yazım hatası vardı ve bu okurken beni zaman zaman rahatsız etti çünkü bazen bazı satırların üzerinde düşünmek zorunda kaldım diyebilirim. Her an bir kelimenin sonunda başında ya da noktalama işareti olması gereken yerde uyumsuz harfler karşıma çıktı ve bu durum ne yazık ki oldukça rahatsız ediciydi. Bunun haricinde kitabın kurgusuna dair ya da yazarın kalemine dair eleştirebileceğim tek bir nokta yok bu kitapta.
Direk yoruma daldım biliyorum kendimi durduruyor ve kitabın kısaca konusuna değiniyorum; Eva bir klanın tek varisi aynı zamanda annesinin bir ihanet sonucu ortaya çıkan ürünü olduğu olduğu Kral'ın gözetimi altında sarayda esaret altındayken Kral bir gün onu en korkulan savaşçısı, ilk karısının kafasını kralına getiren Kafa Koparan Brain yani savaşçısı ile evlendirme kararı alır. Eva için oldukça korkutucu olan bu evlilik Brain için de bir o kadar korkutucu boyut alır. Çünkü savaş meydanlarının korkusuz, yenilmeyen ve acımasızlıkları ile efsane olmuş askeri, bir klanın lordu ve bir leydinin kocası olacaktı. Tam da en tecrübesiz olduğu konuyla sınan Brain ile esaretten özgürlüğe açılan kapıda bir klanın hanımefendisi olmanın ne demek olduğunu bileyen Eva'nın evlilikleri, klanla verdikleri uğraşları ve düşmanlarıyla karşı karşıya kalmalarını anlatırken aynı zamanda iki gencin kalplerine düşen aşk tohumlarının filizlenmelerini okuyoruz.
Brain'ın kendisi ile olan savaşı, aşkı kabullenme aşamaları, Eva'ya karşı hisleri çok tatlıydı. Bunun yanında savaşçı kimliği, dillere destan olmuş herkesin yüreğine korku salmış Kafa Koparan kimliği ise... okuması ayrı bir keyifliydi. Yazarın bu detayları yazarken okuru son sınırda tatmin hissi yaşatmayı amaçlamış ve amacına ulaşmış bence. :)
Eva ise... kızım sen çok tatlıydı. Her halinle ayrı bir sevimliydin :) Sana söz söylemeye gerek yok bence ;)
Kitapta en hoşuma giden şey ise Lain, Kai, Bradack üçlüsü ve onların hayatlarına dokunuşlar küçük Ervyn, annesi, diğer kızlar... sadece bir aşk hikayesi yazıp iki kişi anlatmak yerine klanın hayatına değinmesi çok güzeldi. Ben çok sevdim açıkçası.
Caci... oldukça büyük bir sürpriz olmasının yanında kitaba bir sihirli dokunuş olmuş. İnce düşünülen ve o zamanların inançları ile kıyaslandığında cuk diye oturan bir detay olmuş.
Kitabın son kısmı da tam beklediğimiz gibiydi. Bu tür kitaplardaki o mutlu sonu seviyorum. Onlar adına mutlu olmuş, gülümsemeli ve tatmin olunan bir hikayeyle kitabı kapatmanın hazzı bambaşka...
Neyse...
Çok uzatmayayım :)
Ben kitabı çok sevdim. İçimde bir ses bu kitabın devamı gelir... hikaye yarım kaldığından değil. Kitaptaki Karanlık Savaşçı olarak anılan Marrok'un da hikayesine dokunuş yapılacağını düşündüğümden... ben hevesle ve merakla beklemede olacağım :)
Sevgili yazarımızın diğer kitaplarınıza da mutlaka el atacağımı burada duyurur ve Safir'i historical romans severlere tavsiye ederim :)