Birkaç yılda bir okumaya gayret ettiğim, sevgi duygusuna dair neyi nasıl yapmalıyızdan çok neyin nereden kaynaklandığının altını çizen, ciddi derecede bilinçlendiren türde bir eser. Öyle nokta atışı tespitler var ki okurken bir sürü not tuttuğum ender kitaplardan biri oldu. İnsana empati kurdurduğu kadar kendi davranışlarını da ölçme ve insani ilişkilerini gözden geçirip çıkarım yapma imkanı veriyor.
S.47 Sevgi, sevdiğimiz şeyin büyümesi ve yaşaması için gösterdiģimiz etken (aktif) ilgidir.
S.49 Saygı, korkmak ve çekinmek değildir. Sözcüğün kökenine (respect, "saygı"; respicere "bir şeye bakmak) göre bir insanı, olduğu gibi görebilme yetisini, onu özgün bireyselliği içinde fark edebilmeyi belirtmektedir.
S.66 Sevgi aslında özgün bir kişiyle olan ilişki değil, bir tavır, sadece bir sevgi "nesnesine" değil tüm dünyaya karşı bağlılığını belirleyen bir karakter yönelimidir.
S.68 Çaresizlik geçici bir durumdur, kişinin iki ayağı üzerinde durmasıysa sürekli ve geneldir.
S.85 Tüm insanlar eşittir çünkü onlar Toprak Ana'nın çocuklarıdır.
S.131 Bir insana salt kendi kendime yetemediğim için bağlıysam o kişi ancak bir can simidi olabilir. Aradaki bağın sevgiyle hiçbir ilgisi yoktur. Mantığa aykırı görünse de yalnız kalabilme becerisi, sevme becerisinin koşuludur.
S.139 Nesnel ve akıllı olma yetisine sahip olmak sevme sanatını başarmanın yarı yolu sayılır, ancak kişinin bunu ilişki kurduğu tüm insanlar için geçerli kılması gerekir.