1995 ya da 1996... Bir öğretmenimiz vardı; Seher Hoca. Ödev olarak verdiğinde yüzüne bakmayıp, özetini bile arkadaşımdan kopya çektiğim, geçmişin acısını çıkarırmışcasına bir solukta okuduğum olağanüstü bir romandı Simyacı.
Gördüğü rüya üzerine İspanya'dan Mısır piramitlerine kadar uzun bir yolculuk yapan çoban Santiago'nun hikayesini bitirdikten sonra, tam 20 yıl öncesini düşünüp, vaktiyle çok tokadını yediğim Seher Hoca'nın bize ne kadar değer verdiğini şimdi anlıyorum.
"İnsanlar bir yığın acayip şeyler söylüyorlar. Bazen, koyunlarla birlikte yaşamak çok daha iyi, konuşmaz koyunlar, yiyecek ve su aramaktan başka bir şey yapmazlar. Ya da kitaplar, dinlemek isterseniz size ilginç öyküler anlatır kitaplar. Ama insanlarla konuşurken durum başka, öylesine tuhaf şeyler söylerler ki, konuşmayı nasıl sürdüreceğinizi bilemezsiniz."