Okurken tabii ki metaforlara yoğunlaştım ve anlamaya çalıştım. Zaten son söz çok güzel anlatmıştı her şeyi (Mina Urgan'ı da saygıyla anıyorum).
Ama kitap, çok fena Lost'a kaynak olmuş gibi hissettim... Daha doğrusu Lost dizisi bu kitaptan fena araklamış bir şeyler... Mesela Jack'in içindeki John Locke'u görmemek için kör olmak gerekiyordu...
Çeviri de muazzamdı tabii ki, resmen adada hissettim kendimi...