Kimse de özlemeyecek onu. Çünkü insanın aradığı ne acıdır ne haz; salt hayattır. İnsan hep yoğun, dolu dolu ve kusursuz bir yaşam sürmeyi arzulamıştır. Başkalarını kısıtlamadan, yahut ıstırap çekmeden bu arzusuna ulaşabildiğinde tüm eylemleri ona haz verecek, kendisi de daha aklı başında, daha sağlıklı, daha uygar, daha kendisi bir hal alacaktır.
İnsan mutluyken kendisi ve çevresiyle uyum içindedir. Sosyalizmin istese de istemese de hizmetinde çalıştığı yeni Bireysellik kusursuz bir uyum yaratacaktır.
İnsanı mutlu etmek için mutsuzluğuna neden olayı ortadan kaldırmak gerekir. Örneğin Fakirliği ortadan kaldırmak için onları beslemek değil fakirliğe neden olayı yani ekonomisini kendi üretimini elde etmesi için çalışmak gerekir. Zengin burjuvaziler fakir sınıfındakileri besleyerek fakirlere yardım ettiğini sanır halbuki daha çok fakirleştirir.
Her insan bireyin yaşanılır bir hayat sürmesi için ekonomisinin güçlü olması lazımdır. Özel sektörlere bel bağlayıp para babalarının daha çok kazanması için kendi yaşamını heba etmemelidir. Bunu önlemenin tek yolu da Sosyalizmdir.
Sadaka belayı def etmez fakirliği çoğaltır. Dini duyguları istismar ederek hazır olarak elde etmeyi sağlar.