Sadece polisiye olarak sınıflandırılmaması gereken roman. Biraz psikolojik tarihi polisiye gibi bir karma tür olarak görmek gerek. Polisiye bakımından eski dost Nevzat ile görünüşe göre halen birbirine açılamamış elemanları Zeynep ve Ali’nin çok az yer almaları, olayı polislerin gözünden okumamamız sonucu delil ve sorgulama aşamaları göremememiz, cinayetin çoğunlukla esas “projenin” gerisinde kalması ve başkarakterin psikolojik gelgitleri aksiyon kısmını zayıflatmış. O yüzden sınıflandırmada polisiye ancak en sonda olabilir. Tarihi bakış açısı en sorunsuz kısım. Fetih gezisi sırasında aktarılan bilgiler ciddi araştırmanın sonucu olduğunu kanıtlıyor. Kitaba yediriliş şekli de güzel ama polisiye beklentisi olunca olaya dönme isteği baskın çıkıyor. Romanın ön planda olan kısmı yani psikolojisi ise tartışılabilir. Belki tıbbi olarak eksiklikler vardır ama Müştak’ın bilinçaltı İstanbul’un tünelleri gibi gizemli ve merak uyandırıcı. Ve en isabetli saptaması; “şahane bir aşk, çoğu zaman harcanmış bir hayat demektir” olmuş.