öncelikle belirtmek isterim ki yazarın kitaplarına bayıldım...
Bu kitapta bir ressam olan Paris Sweeney'in başından geçen olaylar anlatılıyor...
Olaylar ilk olarak Sweeney'in yaşadığı kasabada alış-veriş yaparken karşılaştığı bir hayaleti görmesiyle bvaşlar.Çünkü çoçuk ölmüştür ve onu bir tek Sweeney görmektedir...
Bu olaylar gittikçe arttığı ve etrafından tepkiler almayada başladığı için Sweeney şehre taşınmıştır.Burada ise Candra adında bir galeri sahibiyle çalışmaktadır.
İlk hayaleti gördükten sonra gerek davranışı gerekse yaptığı resimler değişmiştir...Mesela erkeklerle ilgilenmeye hatta onları nesneden ziyede erkek kategorisine koymuş, bir çekim bile hissetmiştir.Ama yanlış kişiye.Richard'a....Candra'nın kocasına...Şey boşanma aşamasında ki kocasına...
Diğer bir baş karakterimiz Richard ise bir yıldır karısından boşanmaya çalışmaktadır.Çünkü Candra asla affedemeyeceği bir şey yapmıştır.Asla!
Konuya değinecek olursak, Sweeney bir cinayeti resmediyor.Ve bir ikincisinide...İlk cinayet evine oldukça yakın yaşlı bir sosisçinidi...Ve ikinciside Candra'nın...Kitap oldukça hızlı ilerliyor.Heyecan doruktaydı.Olayları az çok tahmin edebilsenizde hiç rahatsız etmiyor bu durum sizi.Tam tersine olayların sonmuçlanmasını merakla bekliyorsunuz.
Beni kitapta etkileyen durumsa ,yaptığı resimlerden sonra, hava kaç derece sıcak olursa olsun, kutuplardaymış gibi titreyen Sweeney'i, o asla gülmeyen iş adamı tipiyle,ilgili, güleryüzlü, tüm şefkatiyle sevecen davranan Richard'ın haliydi...
Kitap güzeldi...ben sevdim ve öneririm