Yaratık

5 puan

Bu kitabın isminin Türkçe'ye doğru çevirildiğini düşünmüyorum. Kitabın özgün adı "a maggot". Maggot İngilizce'de bir kaç anlama geliyor. Birinci anlamı larva. (Yani, kanatlı bir böceğin kurtçuk aşaması) İkinci anlamı Fantastik ya da egzantrik düşünce. Üçüncü anlamı da argoda kullanıldığı biçimiyle değersiz kimse.

Bu üç anlamın hiç biri, "yaratık" sözcüğünü çağrıştırmıyor. Larva, kurt, ya da kurtçuk ismi daha uygun olurdu. Fowles, romanına bu ismi seçerken, romanın başkahramanı Rebecca Lee'nin, romanın diğer kahramanlarınca sürekli aşağılanan kişiliğine, zihnini meşgul eden "acayip" fikirlere ve nihayet mağarada gördüğü (ya da gördüğünü zannettiği) uçan cisme gönderme yapmak istemiş görünüyor.

Romanın hemen başındaki özdeyişte, "maggot" sözcüğünün ilk iki anlamına da dikkat çektikten sonra, esin kaynağının belli belirsiz bir imge olduğunu söylüyor: Yüzleri ve görünüşte belli bir amaçları olmayan bir seyyah grubu. Bu imgeden hareket ederek yazdığı 500 sayfaya yakın romanını, belli bir edebiyat türü içinde sınıflandırmak oldukça güç. Esrar (mystery), bilim-kurgu, ya da tarihsel roman olarak sınıflandırılabilecek roman, edebiyat eleştirmenllerince post-modern bir roman olarak sınıflandırılma eğiliminde.

Kitabı okuyup bitirdiğinizde, yazarın (tıpkı kendisine esin kaynağı olan imgedeki seyyahlar gibi) belli bir amacı olmadığını, yazmaya başladığında romanı nerede ve ne şekilde bitireceğine karar veremediğini ve olay kurgusunun yazdıkça şekillendiğini hissediyorsunuz. Bu "kendiliğinden akıp giden" yazma biçimi, sadece kurguya değil, tekniğe de yaznsımış. Kitabın ilk 60 sayfasında yazarın ağzından anlatılan öykü, daha sonraki bölümlerde soruşturmayı yürüten hukukçu Henry Ayscough'ın sorguladığı şahıslarla soru-cevap biçiminde akan diyalogları ve mektuplarla sürüyor. Arada yeniden yazarın anlatımına dönüyoruz ve soru-cevaplarla roman yeniden devam ediyor.
Bazı bölümlerde yazar, öyküyü anlatan gözlemci olmaktan çıkıyor, bir tarih/felsefe yorumcusuna dönüşüyor.

Romanın başında yaşanan esrarengiz olayın çözümüyle ilgili yürütülen soruşturmada üç farklı öykü anlatılıyor. Bunların bir tanesi metafizik, bir tanesi bilim-kurgu ve bir tanesi de akla daha yakın bir senaryo. Ancak esrarın çözümünün ne olduğunu romanın sonunda da öğrenemiyoruz.

Kitabın son yüz sayfasında soruşturma iyice ilginç yollara sapıyor ve kendimizi sonu gelmez bir din tartışmasının içinde buluyoruz. Yazarın, romanın sonunu kurgulamadan yazmaya başladığını düşünmemin nedeni de bu.

Soruşturmayı yürüten Ayscough ile Rebecca, oldukça ilginç bir karşıtlık oluşturuyorlar. Erkek/kadın, yaşlı/genç, orta sınıf/aşağı sınıf, protestan/shaker karşıtlıkları iyi işlenmiş. Rebecca Lee'nin ani kişilik değişimini ve "Mr. Bartolomew"in iniş çıkışlarını tutarlı bulmadım.

Okunmaya değer bir roman. Özellikle ilk yarısı akıcı ve yaratılan esrar havası çarpıcı. Kitabın ikinci yarısında başka bir roman okuduğum duygusundan kurtulamadım.

Yorumlar
« geri ileri »

0 ile 0 arası yorum gösteriliyor, toplam 0 yorum.
Yorum yazılmamış.
« geri ileri »