Wexton'ın güçlü Kurt lakaplı Baronu Duncan kız kardeşine tecavüz eden düşmanı Louddon'dan intikam almak için gider. Düşmanın kalesine tek başına, kendini korumak için yanında silah olmaksızın gitmiştir. Kendisi kadar arazi sahibi Baron Louddon'ın aralarındaki geçici ateşkese uyacağını zannetmiştir. Ama Louddon adil bir savaşçı olmadığından Duncan'ı yakalatıp bağlayarak soğukta donması için dışarıda bırakmıştır. Tüm askerler Duncan'ın bağlarını çözüp saldırmasından korkar. Onun Herkül gibi gücünü anlatan pek çok hikaye dinlemişlerdir. Dövüşünü izlemişler, üstün kuvvetine tanık olmuşlardır. Baron Louddon esirinin onursuz ve itibarsız ölmesini ister. Fakat esiri hiçte ölmek üzere olan biri gibi davranmaz. Hayatının bağışlanması için yalvarmaz. Titremez bile. Hakkında övgüyle anlatılan hikayelerde olduğu gibi korkusuz bir savaş kahramanı gibi davranır. Kimse bu işin arkasında kendisinin olduğunu anlamasın diye böyle bir ölüm yolu bulmuştur. Duncan ölüme terk edilir ama onu kurtaran bir kahramanı olur.
Madelyne, şeref nedir bilmeyen abisinden bıkmış durumdadır tam kaçarken zor durumda ki Duncan'a yardım etmeden gidemez.
Keşfedilirse ölümüne mal olacağını bilse de tüm sonuçları ve sorumluluğu üstlenip Duncan'ı kurtarır. Duncan'ı güvenli bir yere götürür donan ayaklarını elbisesinin içine koyup ısıtır. Duncan'ın askerleri yetişir ve sayıları abisinin askerlerinin sayısından az olsa da abisinin evi harap edilir. Madelyne bunun için en ufak bir kızgınlık duymaz. O eve hiç ait olmamış, orada hiç güzel anılar biriktirmemiştir. Bu yüzden zaten kaçmayı planlamışken bir anda kendisini kurtardığı Duncan ile giderken bulur.
Olay böyle görünse de Duncan'ın bambaşka bir planı vardır. Louddon'un kardeşi Madelyne'i kaçırmak. Böylece intikamını almış olacaktır. Fakat şeytanın kardeşi harikuladedir ve emin olduğu tek şey Madelyne'i asla bırakmayacağıdır. Madelyne istese de istemese de artık ona aittir. Madelyne kendi ayağı ile Duncan'ın yanına gelince macera başlar.
Bir araya gelen ikili birbirini tanıdıkça yakınlaşmaları kaçınılmaz olur. Onların yazgıları daha ilk andan belli olur.
Beğendiğim bir Garwood romanı daha oldu.
Madelyne harika bir karakterdi bayıldım ona, okurken de çok eğlendim. Duncan ise kusursuz savaşçılardan. Bu ikili bir araya gelince nasıl sevilmez ki.