Kitap yarısına kadar zor gitti.Buraya kadar yazarın iç konuşmaları,fikirleri vardı.Bu konuşmalarda ise daha çok insanın iç dünyası ile ilgili daldan dala atlama hali hakimdi.Öyle ki ne anlatıyordun, şimdi ne yazıyorsun dedim çoğu kez. Burda anlatılmak istenen ise tek bir şey vardı ''insan mantıksız , bencil bir yaratıktır.''
İkinci kısım ise daha sürükleyiciydi ve sıkıcı değildi. Bunalarak okuduğum kısımları affettirir gibi oldu. Burda da Dostoyevski'nin vermek istediği mantıksızlığı gördüm ; ama bu defa olayların içinde. İronik bir tarzda çoğu basit davranışları gözümüzde fazla büyüttüğümüz anlatılmaya çalışılmıştı. Öyle ki ona omuz atan, ya da onun yanlışlıkla çarptığı bir askerle düello etmeye niyetlendi :)) Fakat bir türlü o askeri bulamadığı için planı suya düştü :)) anlatılan karakter hem deli, hem bencil, fazla felsefik ve fazla gururluydu :)