Yeryuzunun dunyevi hazlarina, yeryüzündeki tutkulara, kapılarını kapamış insanların dünyasını anlatır Dostoyevski. Nefret edilesi bu somutlugun icinden ne cikar, ne girer icine..Oyle ortada kaliverir..Kendi yeraltini, bu yeryuzune tasir..
Bu, cogunlugun icine islemis kalabalik- yozlasmis dunyayi, bu cogunlugu, bu kirli arzulari olan insanlarin bu hale soktugu yeryuzunu hic bir zaman kendine yakin bulmamistir. Tek beklentisi belki de yok olmak, geldigi gibi sessiz sedasız biçimde gitmek, kurtulmak yığınların arasından..
"Her seyi fazlasiyla anlamak bir hastaliktir. Gercek, tam manasiyla bir hastalik..