Yorum yapması zor tek kelimeyle entresan bir kitap denebilir. Tanrılar ve birbirleriyle olan ilişkileri, daha az karakterli yunan mitolojisi esintileri taşıyor. Aslında olay aydınlık ve karanlık tanrıların yalnızken arada kavga, barış, şehvet ve sevgi çemberinde ki ilişkilerine alacakaranlık tanrıçasının dahil olması ve karanlık tanrının onuda sevmesinden dolayı aydınlık tanrının kıskançlığı. Tanrıçanın ölmesiyle eskisi gibi olacaklarını sanırken sevdikleri için sonuna kadar savaşan karanlık tanrı bu ölümü affetmeyip aydınlık tanrıya savaş açar, kaybeder ve aydınlık tanrı tarafından ona tapan insanlara köle olarak verilir. Yüzlerce yıl köle olarak yaşayan karanlık tanrı ve tanrıçanın çocukları sonunda onu yeniden dirilmek için bir plan yaparlarlar bu plan Yeine üstüne kuruludur.
Bana çok orjinal gelmesede ilginç bir konu ve akıcı bir anlatım. Yeinenin gökşehire geldikten sonra bildiklerinin doğru olmadığını tanıdığını düşündüğü annesinin aslında bambaşka bir yüzü olduğunu öğrenir. Kitaptaki diğer bir değişik noktada esas kızımızın fiziksel görünümünün sıradanlığı hatta gökşehir halkına göre çirkin kalışı. Değişiklik olması açısından okunabilirliği var ben idare eder derim :)