Benim okuduğum kitap Varlık Yayınlarından çıkan 1960 basımı bir kitaptı. Çevirmen ise Nihal Yalaza Taluy' du ki bana göre Ahmet Cemal Almanca çeviride ne ise, Nihal Yalaza Taluy da Rusça çeviri için odur.
Bir kitabı, yazıldığı dönemden bağımsız olarak ele alıp değerlendirmek o kitaba büyük haksızlık olur. Açıkçası bu roman günümüzde yazılmış olsa üzerinde pek de durmaya değmeyecek; aşk, intikam, kıskançlık unsurlarıyla bezenmiş sıradan bir roman olurdu. Ama yazıldığı dönem ve arka plandaki Pugaçev isyanı romana bambaşka bir hava katıyor ve onu bambaşka bir düzeye taşıyor. Puşkin' in hayatından bazı kesitler barındırıyor roman, daha doğrusu sanki Puşkin, kendi ve eşinin hayatında eksik olan her erdemi, romandaki ana kahraman ve onun aşık olduğu kıza fazlasıyla veriyor.
Dil sade, basit ve akıcı; hikaye sıradan. Ayrıca romadan gereksiz ayrıntılara yer verilmemesi çok hoşuma gitti, ama kimileri bunu eleştirip roman değil de romanın özetini okuduğunu hissine kapıldığını iddia edebilir. Ne var ki o döneme kadar bu kadar derli toplu, bu kadar ne anlatmak istediği belli, karakterleri bu kadar net ve oturmuş az sayıda eser yazılmıştır. Puşkin, Rus edebiyatının kurucusu kabul edilir. Bu gözle bakılıp değerlendirildiğinde ancak gerçek anlamını kazanabilir bu kitap. Bu roman geçen sene yazılmış olsaydı mesela yerden yere vurabilirdim kendisini. Yine de 4 yıldız vermeye gönlüm razı olmadı, 3 yeterli :)
Şunu da eklemek gerek: Kitapta 2 kez Türklerden bahsediliyor ve Puşkin pek de hoş bakmıyor türklere. Bildiğim kadarıyla Dostoyevski de pek sevmez türkleri. Okulda bize anlatılan tarihten farklı olarak gerçek tarihle de yüzleşmemiz gerekiyor sanki. Okulda anlatılanlara bakarsak; bundan 100 yıl sonra Amerikan çocuklarına, Amerika' nın Irak' a demokrasi getirdiğinden bahsedecek Amerikan ders kitapları.