Julian, Adrian, Arthur ve Phillip Regent sokağı serserileridir. Bu serseriler kendi kurallarına göre yaşar, servetlerini daha büyük servetler edinmek için riske atar, kalpleri kasten kırar, toplumdan ve kanunlardan asla korkmazdı. Fakat Phillip sarhoşken düello istemiş Adrian havaya ateş etse de o gerçekten ateş edince Adrian nefsi müdafaa olarak Phillip'i kalbinden vurmuş ve her şey değişmiştir. Julian arkadaşının çöküşünü engellemek için yeterince şey yapmadığını düşünüp bu trajediden kendini sorumlu tutmuş aylarca içki batağında yüzmüştür. Resmen yaşam mücadelesi vermiş, kapana kısılmış hissetmiştir. Seyahat, içki, kumar, kadınlar hiçbir şey bu hissin yok olmasına yetmemiştir. Cambridge, Oxford'ta dersler verir ama dağılmış haldedir. Paris'te evli bir kadınla ilgilenince peşinde ki kocası zarar vermesin diye eniştesi onu Paris'ten kaçırır.
Claudia kont olan babasının tek çocuğudur. Annesi onu doğururken ölmüştür. Erkeklerin ilgisini ele geçiren farklı bir havası vardır. Göz alıcı derecede güzel, kendi kurallarına uyan, kendi standartlarını kendisi belirleyen, hazır cevap, zeki, hayatın tadını çıkarmaktan korkmayan biridir. Julian'ın kız kardeşleri ile okulda tanışmış ve yakın arkadaş olmuşlardır bu sayede her yazı birlikte geçirmişlerdir.
Julian kardeşine sürpriz yapmak için Fransa'ya gidince Claudia'ı görmüş ve çok etkilenmiştir. Kardeşleri ile büyüyen Claudia'ı yıllarca bu gözle görmemiştir fakat hisleri yıllar sonra değişmiştir. Claudia ise onunla hiç konuşmamıştır. Tüm kadınları baştan çıkaran, sayamayacağı kadar kadınla birlikte olan Julian Claudia'nın karşısında serseme dönüşmüştür. Fakat Phillip Claudia'ı daha önce fark ettiği için ilgisini gizlemek için uğraşmış kendisini içkilere, partilere vermiştir. Hiçbir şey unutmasını sağlayamamış arkadaşı öldükten sonrada hisleri değişmediği için suçlu hissetmiştir. Claudia hiç ilgilenmeyip, mesafeli davranınca Paris'e gidip kendisini hissizleştirmek için elinden gelen her şeyi yapmıştır. Eniştesi onu gönderirken durduğu otelde Claudia ile karşılaşınca işler değişmeye başlar.
Claudia çocukluğunda Julian'a tapmış, biraz büyüyünce de aşık olmuştur. Tatlı dilli, kadın avcısı olarak nam salan Julian için her şeyi yapmaya hazırken Julian ilgi göstermemiştir. Hayallerini yıkmış, kalbini kırmış, tüm kadınlar ile ilgilenirken kendisi ile hiç ilgilenmemiştir. Phillip kendisi ile ilgilenene kadar. Julian iyiliği için Phillip'in kendisine uygun olmadığını söylemiştir ama o kendisinin uygun olmadığını söylediğini düşünmüştür. Hatta Phillip'in ölümüne sebep olduğunu düşünür. Julian'dan kaçmak o dönmeden gitmek isterken koca dünyada kaçmak için uğraştığı adam ile baş başa kalır. Yanlış anlamalar, mücadeleler ile boğuştukları bir macera başlamış olur. Kovalamaca oyunu başlar. Julian hediyeler gönderir tersleyen notlar ile karşılığı gelir. Uygunsuz bir halde yakalanınca da evlenmek zorunda kalırlar. Bundan sonrası ise ikili arasında ki yanlış anlaşılmalar ile geçiriyor. Aslında ikisi de deli gibi birbirine aşık ama hep bir kaçma, yanlış anlama ile geçiyor kitap. Birde Julian'ın kız kardeşinin evlilik problemleri araya katılmıştı.
Aslında kitap güzel başladı ama o kadar çok tekrara girdi uzadı uzadı. Bu kadar uzamasına ne gerek vardı. Claudia kişiliğinden beklenmeyen hareketler yaptı durdu. Claudia'nın kadın ve çocukların fabrikalarda sefil çalışma halleri, fabrikada çalışan kızlar için okul yapmak istemesi, kadınların eğitilmesi, kadın erkek eşitliğini savunması, kadın sığınma evleri, hayır işleri ile uğraşması kitabın en güzel tarafıydı.