Zor Kadın ürkasında büyük bir boşluk, damağımda nefis bir tat bırakarak bitti. Daha önce haftada iki gün paylaşımlarla okuduğum, sonrasında pdf’ini kaç defa okuduğumu unuttuğum bir kitabın bitmesine de bu kadar üzüleceğimi doğrusu hiç tahmin etmezdim.
Aşka değer vermeyen bir adamın; kalbinin aşk ateşiyle sarıldığını bir türlü kabul etmediği, eski yeni iki Ateş’in de Ecrin’in narında yandığı muhteşem bir aşk hikayesi daha… Hiçbir kadına değer vermezken Ecrin’in akıttığı bir damla gözyaşında boğulan bir adamın hikayesi…
Ateş karizmatik, yakışıklı, zengin, istediğini elde etmeye alışmış, başarılı bir iş adamı. Adı gibi yakıp kavuran bir FMArsal erkeği. Ecrin inatçı, neşeli, sabırlı, sevecen, esprili, hayat dolu, cıvıl cıvıl bir öğretmen. Bal gözleri ile en zor erkeği bile kabuğundan çıkarabilecek bir FMArsal güzeli.
Ecrin babasından kalan kreşi ayakta tutmaya çalışırken borç batağına saplanır. Kreşin çevresindeki arazileri satın alan Ateş’in kreşi de satın almak istemesiyle yolları kesişir. İstediği her kadını kolayca elde etmeye alışmış Ateş’in Ecrin’e sahip olmak istemesiyle de olaylar gelişir. Ama Ecrin için çok büyük bir bedel ödemesi gerekir. Çünkü o kolay lokma değildir, o zor bir kadındır ve tek şartı evlenmektir! Ateş’in aksine Ecrin ilk günden itibaren bu kötü şöhretli adamı sevmeye başlamıştır. Kötü bir çocukluk geçirmiş, katı ve kuralcı bir ailede büyümüş, evlenmekten ve baba olmaktan ölesiye korkan bir adamı, o duygusal enkazdan çıkarıp, iyi bir koca ve baba yapabilmek de ancak Ecrin gibi inatçı, mücadeleci ve sabırlı bir kadının harcıdır. Zaman güzel bir şekilde ilerlerken yaşanan bir trafik kazası her şeyi değiştirir…
İnatçı, acımasız ve istediğini hemen elde etmeye alışmış bir adam olan Ateş’in, Ecrin’in küçücük ellerinde yoğrularak, aşkı için savaşan, sevdiğini koruyup kollayan, başkasından olduğunu düşündüğü çocuk için bile mücadele eden bir adama dönüşmesini büyülenerek okudum. Ateş’i aşka inanmayan, aileye inanmayan bir erkekten, aşk adamına dönüştüren Ecrin’e mi şaşırayım yoksa bunu adım adım şekillendiren ve gittikçe ustalaşan Fatih Murat Arsal kalemine bir kez daha hayran mı kalayım bilemedim doğrusu.
Bu kitapta beni en çok etkileyen durumlardan biri Ateş’in hafızasını kaybettikten sonra bile Ecrin’i sevmeye devam etmesi. Kim bir kadına iki kere aşık olabilir ki? Hatta zaman zaman eski Ateş’i kıskandığını bile hissettim -ki sonunda kendisi de bunu itiraf etti Ecrin’e. Bir diğeri ise eski dostlarla karşılaşmak oldu. Ben bu karşılaşmaları çok seviyorum. Biliyorum ki sadece aşkı anlatmayan bu romanlarda eski dostlar bir köşeden hiç tanımadıkları insanlar için ortaya çıkabilirler. Tamer’i, Dodo’yu ve özellikle Tahir’i özlemişim doğrusu. :)
Diğer FMArsal kitaplarında olduğu gibi bu romanda da tüm duygusal geçişleri yaşadım. Bir diyaloga kahkaha atarken, birkaç sayfa sonra yanaklarımdan süzülen gözyaşlarımı çevremden gizlemeye çalıştım. Ateş gibi bencil bir karakterin Ecrin’e olan aşkını ta kalbimde hissedebiliyorsam FMArsal’ın büyülü dünyasında kayboluyorum demektir. Mutlu sonla biteceğini bile bile, gıdım gıdım okumama, bitmesin diye uğraşmama rağmen sayfaları nasıl çevirdim de o mutlu son geldi anlamadım bile.
Uzun lafın kısası bu romanı okurken eğleneceksiniz, güleceksiniz, ağlayacaksınız, öfkeleneceksiniz, şaşıracaksınız ama asla okuduğunuza pişman olmayacaksınız…