"Hepimiz ömrümüzün kısalığından şikayet ederiz; fakat gün denen şeyi bir an evvel ve farkına varmadan harcamak için neler yapmayız. "
" Saatin kendisi mekan, yürüyüşü zaman, ayarı insandır... Bu da gösterir ki, zaman ve mekan, insanla mevcuttur. "
"Hepimiz ömrümüzün kısalığından şikayet ederiz; fakat gün denen şeyi bir an evvel ve farkına varmadan harcamak için neler yapmayız. "
" Saatin kendisi mekan, yürüyüşü zaman, ayarı insandır... Bu da gösterir ki, zaman ve mekan, insanla mevcuttur. "
"Belki de yüreksizlerin asıl cezası budur: gerçeği iş işten geçtikten sonra, artik yapabilecek hiçbir şey kalmadığında görmek, anlamak. "
" Leyla hayata sarıldı. Çünkü sonunda, yapabileceği tek şeyin bu olduğunu anladı. Bir bu, bir de umut etmek. "
"Belki de yüreksizlerin asıl cezası budur: gerçeği iş işten geçtikten sonra, artik yapabilecek hiçbir şey kalmadığında görmek, anlamak. "
" Leyla hayata sarıldı. Çünkü sonunda, yapabileceği tek şeyin bu olduğunu anladı. Bir bu, bir de umut etmek. "
"... Bir insanın çekebileceği bütün çilelerin arasında, eli kolu bağlı, öylece beklemekten daha ağırı olmadığı sonucuna vardı. "
"Oğlanların, dostluklara da güneşe davrandıkları gibi davrandığını anlamaya başlamıştı: varlığını tartışılmaz, mutlak kabul etmek, parlaklığının tadını çıkarmak, ama üzerinde kafa yormamak. "
"... Bir insanın çekebileceği bütün çilelerin arasında, eli kolu bağlı, öylece beklemekten daha ağırı olmadığı sonucuna vardı. "
"Oğlanların, dostluklara da güneşe davrandıkları gibi davrandığını anlamaya başlamıştı: varlığını tartışılmaz, mutlak kabul etmek,... tümünü göster
"... Bir insanın çekebileceği bütün çilelerin arasında, eli kolu bağlı, öylece beklemekten daha ağırı olmadığı sonucuna vardı. "
"Oğlanların, dostluklara da güneşe davrandıkları gibi davrandığını anlamaya başlamıştı: varlığını tartışılmaz, mutlak kabul etmek, parlaklığının tadını çıkarmak, ama üzerinde kafa yormamak. "
"... Bir insanın çekebileceği bütün çilelerin arasında, eli kolu bağlı, öylece beklemekten daha ağırı olmadığı sonucuna vardı. "
"Oğlanların, dostluklara da güneşe davrandıkları gibi davrandığını anlamaya başlamıştı: varlığını tartışılmaz, mutlak kabul etmek,... tümünü göster
"... Bir insanın çekebileceği bütün çilelerin arasında, eli kolu bağlı, öylece beklemekten daha ağırı olmadığı sonucuna vardı. "
"... Bir insanın çekebileceği bütün çilelerin arasında, eli kolu bağlı, öylece beklemekten daha ağırı olmadığı sonucuna vardı. "
- "Asrın hastalığı" dedikleri bu ruh buhranı, bu şüphe ve tereddüt, bu yer değiştirme ve kaçma ihtiyacı artık sonuna geliyor.
- "Ufukta ne görüyorsun?" sualini birbirimize çok soruyoruz. Herkes yarını merak ediyor.
- " Evdeki pazar, çarşıya uymaz! " Yalnız ahmaklar plan yaparlar.
- "Asrın hastalığı" dedikleri bu ruh buhranı, bu şüphe ve tereddüt, bu yer değiştirme ve kaçma ihtiyacı artık sonuna geliyor.
- "Ufukta ne görüyorsun?" sualini birbirimize çok soruyoruz. Herkes yarını merak ediyor.
- " Evdeki pazar, çarşıya uymaz! " Yalnız... tümünü göster
"Bundan başka her gün azar azar birini öldürdüğümüz de muhakkaktır. Ve bu 'biri' en sevdiğiniz insandır. "
"Bundan başka her gün azar azar birini öldürdüğümüz de muhakkaktır. Ve bu 'biri' en sevdiğiniz insandır. "
" Bir insanı tamamıyla tanımak için bazen asırlar yetişmez; kafi derecede tanımak için bazen bir an bile yetişir. "
" Bir insanı tamamıyla tanımak için bazen asırlar yetişmez; kafi derecede tanımak için bazen bir an bile yetişir. "
"Hepimiz kahkahalarımızı gözyaşlarımızla ödüyoruz ve bu hususta bir dilenci bir milyarderden farksızdır. "
"Hepimiz kahkahalarımızı gözyaşlarımızla ödüyoruz ve bu hususta bir dilenci bir milyarderden farksızdır. "
" İnsan, çektiği ıstırap nispetinde zevk duyar: Ne kadar acıkırsa yemekten, ne kadar yorulursa dinlenmekten, ne kadar ararsa bulmaktan o derece zevk alır. "
" İnsan, çektiği ıstırap nispetinde zevk duyar: Ne kadar acıkırsa yemekten, ne kadar yorulursa dinlenmekten, ne kadar ararsa bulmaktan o derece zevk alır. "
" Ölüm karşısında insanın yalnızlığı, boğuluyor. "
" Ölüm karşısında insanın yalnızlığı, boğuluyor. "
'' ölümü umursadığı yoktu ama yaşam çok şey demekti. ''
'' ölümü umursadığı yoktu ama yaşam çok şey demekti. ''
*Bir şeylere üzülüyorsam,tuvalete gitmem gerekse bile gitmem.Üzülmekten gidemem.Üzülmeyi bırakıp gidemem.
*Zaten bütün geri zekalılar kendilerine geri zekalı denmesinden nefret ederler.
*Birdenbire kendimi felaket yapayalnız hissetmiştim. İçimden neredeyse ölmek geçti.
*Bir şeylere üzülüyorsam,tuvalete gitmem gerekse bile gitmem.Üzülmekten gidemem.Üzülmeyi bırakıp gidemem.
*Zaten bütün geri zekalılar kendilerine geri zekalı denmesinden nefret ederler.
*Birdenbire kendimi felaket yapayalnız hissetmiştim. İçimden neredeyse ö... tümünü göster
*Bu çok yakışıklı ve kendisini gerçekten bir şey sanan herifler,kalkıp durmadan onlara böyle büyük bir iyilik yapmanızı isterler.Tabi, kendilerine felaket aşık olduklarından,sizin de onlar için deli olduğunuzu,ya da onlara bir iyilik yapabilmek için can attığınızı filan sanırlar.Gülünç bir şey yani.
*Bu çok yakışıklı ve kendisini gerçekten bir şey sanan herifler,kalkıp durmadan onlara böyle büyük bir iyilik yapmanızı isterler.Tabi, kendilerine felaket aşık olduklarından,sizin de onlar için deli olduğunuzu,ya da onlara bir iyilik yapabilmek için can attığı... tümünü göster
*Bir kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman, bunu yazan keşke çok yakın bir arkadaşım olsaydı da, canım her istediğinde onu telefonla arayıp konuşabilseydim diyorsanız, o kitap bence gerçekten iyidir.
*Bir kitabı okuyup bitirdiğiniz zaman, bunu yazan keşke çok yakın bir arkadaşım olsaydı da, canım her istediğinde onu telefonla arayıp konuşabilseydim diyorsanız, o kitap bence gerçekten iyidir.