Şimdi bir an için insanların aptal olmadıklarını düşünelim. (Hiç olmazsa şundan dolayı insanların gerçekten aptal olmadığını söyleyemeyiz : Biz aptal olursak akıllı kime diyeceğiz?) Ama insanoğlu aptal değilse bile korkunç derecede nankördür.Evet , eşi bulunmaz bir nankör!Bana kalırsa insanın en iyi tanımlanması şöyle olmalı : İki ayaklı nankör bir yaratık. Hepsi bu kadarla kalsa gene iyi. Çünkü böylece insanın en büyük kusuru unutulmuş olurdu. İnsanın en büyük kusuru , Nuh Tufanı' ndan başlayıp Schleswig-Holstein dönemine değin süren , alnının kara yazgısı olan erdemsizliğidir. Erdemsizlik ve buna bağlı olarak ölçüsüzlük. Ölçüsüzlüğün erdemsizlikten ileri geldiği çoktandır bilinen bir gerçektir!
"Beni ya şımartın,ya da kapı dışarı edin ! "
diye bağırırdı.
"Yarı içtenliğe dayanmam zor benim.
Bir kişi mi kalacak? Tamam : bir kişi kalsın."
Sonra gene bağırmaya başlardı :
"Ben günahkarım : bana vurun ! "
O günlerde Dostoyevski'yi okuyordu..'
Oğuz atay / tutunamayanlar
Ondan böyle bir karşılık beklmediğim için yüreğim sızladı. Onun ister istemez alay etme yolunu seçtiğini ; bu davranısının , utangaç , temiz yürekli insanların ruhlarına paldır küldür girmeye çalışanlara karşı
gururlarından zerrece özveri de bulunmamak , duygularını böylelerinin önünde açığa vurmamak için alaya kaçmanın son çare olduğunu anlamıstım . Oysa daha önce alaya başvuracağını birkaç kez ürkekçe sezdirmiş , en sonunda da dayanamayıp açikca alay etmişti.. Ama ben bunu anlayamamıştım.
Hepinizi bu işin içine katarak kendimi kurtarmaya çalışıyorum. Ben, sizlerin yarım yamalak bıraktığı şeyleri sonuna kadar götürdüm. Sizler, korkaklığınıza "ölçülü davranış" kılıfını geçirip, onunla teselli buluyorsunuz. Şu halde, sizlerden daha gerçek bir hayat sürüyorum ben.
Şöyle bir düşünün bakalım, bizler "canlı"nın nerede olduğunu, nasıl bir şey olduğunu, nasıl ifade edildiğini bile bilmiyoruz. Kitaplarımızı elimizden alsalar, öylece ortada kalakalacağız. Sonra da kimi sevip kime kızacağımızı, kimden uzaklaşıp kime yaklaşacağımızı, hiçbir şeyi bilemeyiz.
İki kere iki dört çekilmez bir şey. İki kere iki dört, bana sorarsanız , bir küstahlıktır. İki kere iki dört, ellerini böğürüne dayayarak yolumuzu kesen , sağa sola tükürük atan bir külhanbeyinin ta kendisidir. İki kere iki dördün yetkinliğine inanırım , ama en çok övülmeye değer bir şey varsa , o da iki kere ikinin beş etmesidir.
Yel Altından notlar
Gerçi şu anda okuyorsun ama nasıl beğendin mi çok merak ediyorum
Kitap bittikten sonra yorumlarimi soyleyeyim . Zaten az kaldi bitmesine .
Seni pek meraklandirmayacagim , yarin bitmis olur :)
”Beni kıyametin kopmasıyla çaysız kalmam arasında bir seçime zorlasalar, dünyanın batmasını umursamaz, çayımdan vazgeçmeyeceğimi haykırırdım.”