ben bu ay için planlarımı yapmıştım. yorumlarınızı okumakla yetineceğim :) keyifli okumalar :D
kısa bir sürede okuyup bitirdim. bu kitapla birlikte yazarın tüm kitaplarını okumuş oldum. içlerinde beni en çok huzursuz eden kitap oldu diyebilirim. kulağımıza çalınan var olduğunu bildiğimiz acı gerçekleri birden yüzümüze tokat gibi çarpıyor. bu kadar da olmaz ama diyorsunuz. ama bu kadarının da olduğunu malesef biliyorsunuz. kinyas ve kayranın üzerine çıkamasa da farklı bir tad barındırıyor içinde. bu kadar çok tesadüfün olması biraz gerçekliğine gölge düşürebiliyor. ayrıca okuduktan sonra insanda bir doz oğuz atay okuma hissi uyandırıyor.
"manzaradan değildi cam kenarını sevmesi. yanında bir insan az olması demekti. öğreniyordu derda. ne kadar az, o kadar iyi." cümlesi sanırım en çok aklımda kalan kısım oldu.
Dün okumaya başladığım kitabı neredeyse yarıladım. Daha önce Hakan Günday okumamıştım ve az buçuk bir ön yargı ile başladığım kitap düşünemediğim kadar akıcı ve merak uyandırıcı ilerliyor. Baş chapterlarda bir cümleyi aynı anlamı verecek ufak farklarla sunan versiyonlarda tekrarlı kurmasını abartı bulduğumu ve acaba böyle mi devam edecek kaygımı da belirtmek isterim. Tabi ki böyle devam etmedi. Abartı tasvirleri sıkıcı ve itici bulan biri olarak, yazarın tasvirini kuvvetli ve sıkıcılıktan uzak buldum. Bunu, tasvirleri kısa ve öz anlamında değil, vurgulayıcı, şiddetli ve damardan olması anlamında belirtmek istedim. Şimdiden diğer kitaplarını da merak ettiğimi belirtmeliyim ama öncesinde bu kitabın sonunu görmek için can atıyorum. Teklifte bulunan arkadaşlara tekrar teşekkür ederim.
Bu gece kitap güzel bir sonla bitti. Altre Follie ile... Eserin ortasında bu kadar tesadüf olmazlara başlamamak elde değildi ve bu son 10 sayfaya kadar sürmeye devam etti :) Bir daha Hakan Günday okur muyum? "Tüm eserleri kitaplığımda olmalı!". Henüz bitirmeyenlere iyi okumalar.
Son olarak benim için alıntı kısmı:
"Az, küçücük bir kelime. Sadece iki harf. Ama aralarında koca bir alfabe var...Bu yüzden belki de, az çoktan fazladır.Belki de az, hayat ve ölüm kadardır!... Belki de az her şey demektir."
Bayildim. Tesadufler de cok hosuma gitti. Her karakteri tekrar tekrar ortaya
cikarmasini da sevdim.
merhaba bende pzt bitirdim kitabı.
ilk hikayeyi okumakta çok zorlandim.kalbim sıkıştı .hatta bir ara keske okumasaydım dedim.ama 2. hikaye çok güzel ve anlamlıydı. bu ay oğuz atay kulliyatımı tamamlıyorum. o yuzden guzel denk geldi.
ben gündayın tesadüflerini sevemedim. her kitabında da vardı. birde malum bir kitaba atıfta bulunmuştu sanırım chuck palahniuk.ın o kısmınıda gereksiz geldi bana.
ama seviyorum gündayı
İlk yarı hakkaten sertti. Sonuna kadar Nasıl dayanacağımı düşünürken bir yandan da Nasıl sonlanacak diye merak ettim. Ve tutunamayanları okumak farz oldu
"Eğer bu dünyada bir yerlerde, insanlar çocukları bombalıyorsa, bunu bilmeye gerek yoktu. O dünya zaten yanmış çocuk eti kokardı. eğer bir yerlerde, başka çocuklar açlıktan geberip gidiyorsa, bunu bilmeye gerek yoktu. O dünyanın zaten açlıktan nefesi kokardı." Bu ve bunun gibi onlarca vuran paragraf.
İnsanoğlunun vahşiliğini tokat gibi yüzümüze çarpıyor. Daha fazla okumaya tahammül edemeyeceğimi düşündüğümde bunların zaten yaşanıyor olduğu bilmek çok daha acı veriyor. Dünyevi hayat, hırslar anlamını yitiriyor.
Hakan Günday kitapları bende hep bu hisleri uyandırmıştır. Çok başarılı buluyorum yazarı. Son yıllarda Avrupa'da da ödüle layık görüldü.
Benimde altini cizdigim satirlar oldu bunlar @bhtr.cok guclu bir kalem
Bu ara bende hakan gunday tutkusu var.surekli youtube da videolarini izler oldum.Belki de essiz oldugu icin bi koruma sahip cikma hissi uyandiriyor. Belki de bu farkliliktan dolayi seviyorum.