Kolera Günlerinde Aşk, bırakılmış bir sevgilinin, yeniyetmelik yıllarından başlayarak yaşlılığın alacakaranlığına dek süren yarım yüzyıllık aşkının öyküsü. Gabriel Garcia Marquez'in, ustalığı, bu öyküyü bir destana dönüştürüyor: aşkın, deli-akıllı, yabanıl-evcil, tensel, romantik tüm biçimlerinin pastoral bir şiirin büyüsüne büründüğü bir destan. On dokuzuncu yüzyılın yirminci yüzyıla dönüştüğü bir zaman dilimini kapsayan bu bitmeyen aşkın gerisinde, çağdaşlaşma çabası içindeki bir toplumun çeşitli yönlerini, özellikle taşra kentsoyluluğunun saçmalıklarını ince bir alayla eleştiriyor yazar. Roman boyunca, aşk acılarının lirik rüzgârlarının esintileri arasında, Gabriel Garcia Marquez'in, insancıl mizahı, sürekli olarak duyuruyor kendini. Bu nitelikleriyle, Kolera Günlerinde Aşk, Gabriel Garcia Marquez'in başyapıtı sayılan Yüzyıllık Yalnızlık'ın yanında tartışılmaz bir biçimde yerini alıyor.
Kolera Günlerinde Aşk, bırakılmış bir sevgilinin, yeniyetmelik yıllarından başlayarak yaşlılığın alacakaranlığına dek süren yarım yüzyıllık aşkının öyküsü. Gabriel Garcia Marquez'in, ustalığı, bu öyküyü bir destana dönüştürüyor: aşkın, deli-akıl... tümünü göster
Duygularından korkma...
Çünkü her duygu bir ihtiyaçtan doğar.
Bu yüzden bir duyguyu tanımak, aslında bir ihtiyacı bilmektir.
Neye ihtiyacı olduğunu bilmeyen, rasgele eylemlerde bulunarak, anlık reaksiyonlarla değiştiremeyeceği sonuçlar yaratıyordur hayatında.
Oysa duygular, elementlerle konuşur. Her element, bir duyguyu hatta davranışı temsil eder.
Toplum içinde dikkat çekenlerin hangi elementi yüksek çalışır?
Ateş...
Hangi element eksildiğinde aşk ihtiyacı doğar?
Toprak...
Hangi element dengeli çalıştığında mükemmel iletişim yakalanabilir?
Hava...
Cinsellikte romantizmi artıran element hangisi?
Su...
Peki, elementleri dengeleyerek bir davranışı, deneyimi ve sonucu değiştirmek mümkün mü?
Elbette mümkün...
Türkiye’de ilk kez bir Brahmaçarya’nın (münzevi) kaleme aldığı bu kitap, elementlerin mucizelerle dolu büyülü dünyasının kapılarını aralıyor.
Ateş, toprak, hava, su ve tüm bu elementlere alan açan element akaşa...
İşte bu beş element, hayatın alfabesi...
Öğrendiğinde kendi hikâyenin izleyicisi değil, yazarı olursun...
Duygularından korkma...
Çünkü her duygu bir ihtiyaçtan doğar.
Bu yüzden bir duyguyu tanımak, aslında bir ihtiyacı bilmektir.
Neye ihtiyacı olduğunu bilmeyen, rasgele eylemlerde bulunarak, anlık reaksiyonlarla değiştiremeyeceği sonuçlar yaratıyordu... tümünü göster
2025 yılında kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?
2025 yılında kaç kitap okumayı hedefliyorsunuz?
kötülük problemi "eski ahit" baz alınarak işlenmiş. eski ahitteki tanrı daha sinirli, daha kontrolsüz bir abi olduğu için de malzeme bol tabi.
beni tatmin etmedi malesef.
kötülük problemi "eski ahit" baz alınarak işlenmiş. eski ahitteki tanrı daha sinirli, daha kontrolsüz bir abi olduğu için de malzeme bol tabi.
beni tatmin etmedi malesef.
yazarın son kitabı buymuş ...
ben filin yolculuğu sanıyordum ....
jose saramago nun kendine özgü esprili ve tuhaf (kötü anlamda kullanmıyorum, tanımlaması zor o yüzden) nasıl desem düz metin gibi yazım kuralları pek yok ama öyle diziyorki kelimeleri yazılanları yutuyorsunuz yakalamak için koşuyorsunuz adeta ilk okuduğum kitabında dikkatimi çekmişti çok güzel okuması çok keyifli bir anlatım tarzı ...
kitaba gelince, az çok bilinen dinsel olgulara çok değişik ve ilginç bir şekilde yaklaşmış ...
mizansenler çelişkiler benzetmeler ... gerçekten jose saramago giderayak yine tartışılacak bir eser bırakmış ...
yazarın son kitabı buymuş ...
ben filin yolculuğu sanıyordum ....
jose saramago nun kendine özgü esprili ve tuhaf (kötü anlamda kullanmıyorum, tanımlaması zor o yüzden) nasıl desem düz metin gibi yazım kuralları pek yok ama öyle diziyorki kelimeler... tümünü göster