Kitaplardan En Sevdiğimiz Alıntılar

Bazen öyle bir cümleye rastlarız ki kitapta, o tek cümleden koca bir roman yazılabilir... Bu grup, işte o sözler için...

Dip Not: Her kitap için ya da her yazar için bir konu açıp, o kitaptan veya yazardan alıntıları ekleyebilirz. Bol konulu, bol alıntılı, boooollll paylaşımlı bir grup olması dileğimle :)


Tür: Genel | Açılış, 27 Mayıs 2012
<< tüm tartışmalar

André Gide

Tartışma Cevapları
« geri 1 2

1 ile 10 arası cevap gösteriliyor, toplam 11 cevap.
1 kişiden 1 kişi beğenmiş.

ANDRE GİDE - Çeşitli Kitaplarından

21 – Önem bakışında olsun, bakılan şeyde değil .
22 – Arzular, arzuladığımı elde etmekten daha çok zenginleştirdi beni.
23 – Sevgi değil, değil Nathanel-Aşk.
24 – Ölüm uykusundan başka dinleniş istemem ben.
25 – Her birinde sana gösterilenden daha fazlasını arayarak, birbiri ardından bir çok kitaplar açıp kapamış olasın.
26 – Hüzün dinmiş bir coşkudur, başka bir şey değil.
27 – Fosfora ışığı nasıl bağlanırsa, yaptıklarımız da bize öyle bağlanır. Bizi tüketirler. Ama parıltımızı
da onlar sağlar.
28 – Ruhumuz bir değer kazandıysa, başka ruhlara göre daha candan tutuştuğu için kazandı.
29 – Yapabileceğimiz kadar çok şey almalıyız üzerimize.
30-Yaşamımız önümüzde buzlu suyla dolu şu bardak gibi olacak, öylesine soğuk olduğu, sıtmanın ateşi onu öylesine susattığı için dudağına çok tatlı gelen bu bardağı itemeyen, içmek isteyen, beklemesi gerektiğini bile
bile bir dikişte içiveren bir sıtmalının ellerinde tuttuğu şu ıslak bardak gibi olacak.
31- Varlığın karanlık oluşumları, içten işlemesi, bilinmeyenin yaratılışları, çalışkan doğurmalar, uyuklamalar ;
beklemeler, kozalardaki kurtlar gibi, kelebek olacak böcekler gibi uyurdum ben.
32- Sana gelen her şeyi bekle. Ama yalnız sana geleni arzula.
33- Tanrıyı mutluluktan ayırma, bütün mutluluğunu da yaşadığın ana yerleştir.
34-Gün onda ölecekmiş gibi bak akşama; sabaha da her şey onda doğarmış gibi.
35-Her an yeni olsun gördüğün, bilge kişi her şeye şaşan kişidir.
36- Yaşamın en ufak anı bile güçlüdür ölümden, onu yadsır. Ölüm her şeyin hiç durmadan yenilenmesi için başka yaşamların sağlanmasından başka bir şey değildir; hiçbir yaşam biçimi,düşünmesine yetecek olandan daha uzun süreli değildir.
37- İçindeki bütün kitapları yakmalısın.
38- Kimileri öylesine anlatır ki doğayı okuduktan sonra dolaşmaya deymez.
39- Kıyıların kumlarının hoş olduğunu okumak yetmez bana; çıplak ayaklarım bunu duysun isterim. Bir duygu-
nun ardından gelmemiş bilgi bana yaramaz.
40- Sarhoşluğa çok çabuk varıyordum, bir tür şaşkınlık içinde yürümekten hoşlanıyordum.
41- AH! Önümde her şey gökkuşağının rengine girsin; her güzellik aşkımı giyinsin onunla süslensin.
42- Geçmişi gelecekte yeniden bulmaya çalışma sakın. Her anın belirsiz yeniliğini yakala, önceden hazırlama
sevinçlerini, ya da bil ki onu hazırladığın yerde karşına bir başka sevinç çıkacaktır.
43- Her mutluluğun bir karşılaşmadan doğduğunu ve her an yolunda bir dilenci gibi karşına çıkabileceğini
anlamadın mı?
44-Şükürler olsun ki hiçbir şey, kendisi üstüne kurulmuş düşe benzemez.
45-Salkımların bıraktığı lekeleri ağzımdan silmedim onu öperken; öpüşlerden sonra da ağzımı serinletmeden
tatlı şarap içtim; sonra kovandaki balı kovanıyla yedim.
46-Ne iyi diyemeyince ,ne yapalım de;bu söz büyük mutluluklara gebedir.
47-Ama herkes ,güdülen amacın,gidilen yolları haklı çıkaramayacağını düşünmez.
48-Her şey zamanında gelir, Nathanael, her şey kendi gereksiniminden doğar, dışa vurulan gereksinimden
başka bir şey değil insan.
49-Her şey bizim için değil kendi kendisi için önemlidir. Gözün bakılan şey olsun.
50-Her şeyde yalnızca sana getirdiği eğitimi al; içinden taşan şehvet onu tüketsin.
51-Her an, ölümün o çok karanlık fonundan ayrılmasa bu hayranlık verici pırıltıya bürünemezdi.
52-Yapmak için çok zaman olduğu söylenseydi, kanıtlansaydı, hiç bir şey yapmaya çalışmazdım. Bütün ötekileri de yapmaya zamanım olduğundan, önce bir şeye başlamak için dinlenirdim.
53-Ey bahar? Yalnız bir yıl yaşayan bitkilerin zayıf çiçekleri daha ivecendir. İnsanın yaşamında yalnız bir
baharı vardır, bir sevincin anısı da yeni bir mutlulukla müjdelenmez.
54-Küçük kentler vardır, küçücük kentlerin çok güzel bahçeleri vardır; insan kenti unutur; bahçeyi bir daha görmek ister ama geri dönemez artık.
55-Ayırmak seçmek, her zaman, her zaman için geride kalan her şeyden vazgeçmek demektir.
56-Böcekleri uçuşlarından, kuşları şarkılarından, kadınların güzelliğini kumdaki ayak izlerinden tanımasını öğrendim.
57- Mutluluğum coşkudan doğdu. Hiçbir şeyi seçip ayırmadım. Çılgınca sevdim her şeyi.
58-Acımı nasıl uzatacağımı biliyorum da, hazlarımı nasıl evcilleştireceğimi bilemiyorum.
59-Büyük susuzluklar aradım, dindireyim diye.
60- Düşleri de ancak gerçek sanırsam severim.
61- Öyleyse ben bir duygular kavşağından başka bir şey değil miyim sanıyorsun?-Yaşamım her zaman bir “Bu”dur, bir de kendim. Sana bir başka kez söz ederim kendimden.
62- Çünkü ben öyle şehvetler tanıdım ki, azıcık daha artsalar tatlarını duyamazdım.
63- Tövbekar olmuşum, çile çekiyormuşum, yok canım, pişmanlık bana mı kalmış? SADİ
64- AH! Gençlik- İnsan yalnız bir zaman sahip olur ona, yaşamının gerisinde de onu çağırıp durur.
65- Sizin günah dediğiniz her şey karşısında ateşli bir susuzluk duydum.
66- Senin gerçeğini bir başkası bulabileceğini sanma.
67- Mutluluk, kendimi mutlu olmaya gereksinimi olmadığına inandırmayı başardığım günden sonra yerleşti içime. Evet mutlu olmak için hiçbir şeye gereksinimim olmadığına inandığım günden sonra.
68- En güzel çiçek en çabuk solan çiçektir. Çabuk eğil kokusunun üzerine. Ölümsüzün kokusu yoktur.
69- Bir acı geçtikten sonra duyduğumuz sevincin, bir sevinç sonunda duyduğumuz kederden güçlü olması nedendir? Keder içinde, bu kederin seni yoksun bıraktığı mutluluğu düşünürsün, oysa mutluluğun kucağında bu mutluluğun senden uzak tuttuğu acıları aklına bile getirmezsin de ondan.
70- Ah! Demir almalı, yine demir almalı, hem de en gözü pek serüvene doğru. Bunun da yarınla ilgili sakıncalı bir sonucu mutlaka olmalı.
71- Edimlerimizin sonucu bir sürünmeden başka bir şey beklemeyecek miyim kendimden? Sonuç; uzlaşma, önceden çizilmiş yol. Yürümek istemiyorum; artık; geçmişimi itmek yadsımak istiyorum; tutulacak sözüm kalmadı artık; çok tuttum, fazlasıyla tuttum. Gelecek, sadık olmasaydın daha çok severdim seni.
72- Meyvenin olgunlaştığını nereden anlarsın? - Dalından kopuşundan. Her şey veriş için olgunlaşır ve sunuşla tamamlanır.
73-Her erdem, kendinden vazgeçerek tamamlanır.
74- En dokunaklı çizgi, en çok boyun eğmiş çizgidir.
75- Doğanın gizleri açıkta durur, biz dikkat etmeyiz, ama her gün bakışlarımıza çarparlar.
76- En büyükler en çok tanınanlar değildir, Beyefendi diye atıldı hemen söyleyin rica ederim, tekerleği, iğneyi, topacı bulanın yanında, çocuğun çevirdiği çemberin dik durduğunu ilk kez gören adamın yanında, bir Pasteur , bir Lavoiser, bir Puşkin nedir? Görmesini bilmek gerek, işte her şey burada! Örneğin bakın; cep ne hayranlık verici bir buluş söyleyin bakalım bunu düşündünüz mü hiç? Oysa herkes yararlanır bundan. Ama onu bulanı kimse tanımaz.
77-O düğmeyi bulan adamdır. Karşıdaki. Söylemiştir size. Ama düğme yerini ( ilik) bulan da benim.
O zaman bozuştunuz öyle mi?
İster istemez
78- Gerçekte yoksulluğa basıp hızlanan bir mutluluk istemem ben. Bir başkasını yoksun bırakan bir zenginlik istemem. Giysim bir başkasını çıplak bırakırsa, çıplak gezeceğim. Ah! Sen benim soframı açık tutuyorsun,
ulu İsa! Senin ülkendeki şölenin güzelliği bu şölene herkesin çağrılı olmasından geliyor.
79- Çünkü var olmadan düşünemesek de, düşünmeden var olabiliriz.
80- Herkes kendi benliğinin birazını başka birine borçludur her zaman.
81- İnsan usunun kesinliğe eremeyeceğini anladıktan sonra rahatlıkla vazgeçtim kesinlikten.
82- Kitaplarda ışıktan çok karanlık buldum.
83- Sürekli bir mucize karşısında şaşkınlığı en sonunda geçer insanın.
84- Çirkin olduğu kadar da zararlı bir özdeyiş, kendi kendini inceleyen kişi gelişmesini durdurur.” Kendini
iyi tanımaya “ çalışan tırtıl hiçbir zaman kelebek olamazdı.
85- Bu araştırma, daha doğrusu, bu araştırmanın başarıya ermesi, varlığın sınırlanmasına, yoksullaşmasına yol açar, ya da ancak yoksul ve sınırlı kişiler kendilerini bulmayı tanımayı başarırlar.
86-Parıldayan altın tacın altında, gölgede kalırdı yüzleri; hepsi de beni, yalnız beni bekler gibiydi; yukarıya çıkabilmek için, taca bir altın parçacık daha eklenirdi;geçerken ,pahalı kadın lambayı söndürürdü ;dar bir yere girerdi; küçük küçük fincanlardan kahve içilirdi; sonra alçak sedirlerde zina edilirdi.
87-Bir insan topluluğu; birçok düşünce biçimini içinde filizlendirdiği zaman, mutluluğun birçok çiçeklenişini
desteklediğinde kusursuz olabilir.
88-Ben yalnız soluk alandan ve yaşayabilenden hoşlanırım. Düzenlemek için, kurmak için çabalıyor aklım işin
sonunda. Ama kullanacağım gereçleri ilkin kendim denemedikçe hiçbir şeyin temelini atamam. Benimsenmiş
kavramları, ilkeleri, kendi de tanımadıkça benimsemez benim aklım; hem de en gümbürtülü seslerin aynı zamanda en boş sesler olduğunu biliyorum. Söylev düşkünlerinden, ortayolculardan, havarilerden sakınırım;
onların şişini indirmekle başlarım işe. Erdeminde saklı olan kendini beğenmişliği, yurtseverliğinde saklı olan
çıkarcılığı, aşkında saklı olan şehveti ve bencilliği bilmek isterim, Hayır; fenerleri yıldız saymıyorsam, göğüm
kararmamıştır; artık hayaletlerin yol göstericiliğine uymaya yanaşmıyorum, artık yalnız gerçeği seviyorum diye
istencim zayıflamış değil.
89-Bin yılda bir adım bile ilerlesem şimdiden yola çıkmış olacaktım.
90-Bütün bunlar süpürülecek. Hak eden de etmeyen de. Çünkü birini diğerinden nasıl ayırmalı. Siz insanlığın
kurtuluşunu geçmişe bağlılıkta aramak istiyorsunuz, oysa ancak geçmişi istemekle, işe yaramaz olmuşu geçmişe itmekle olanaklıdır ilerlemek . Ama siz ilerlemeye hiç inanmak istemiyorsunuz. “Olmuş olan, olacak olandır” diyorsunuz. Ben olmuş olanın bir daha olmayacak bir şey olduğunu düşünmek istiyorum. İnsan, eskiden kendisini koruyandan, yani artık kendisini tutsak edenden sıyrılacak yavaş yavaş .
91-İnsan yalnız bir kez ölmeseydi, belki de edinilecek bir alışkanlık olurdu ölüm.
92-Arkadaş, hiçbir şeye inanma, kanıtsız benimseme hiçbir şeyi. Kurbanların kanı hiçbir zaman hiçbir şeyi kanıtlamadı. Kurban vermemiş ateşli düşünceler, uyandırmamış din yoktur. İnanç adına ölür insan; inanç adına öldürür. Bilme isteği kuşkudan doğar. İnanmayı bırak da öğrenmeye bak. Ancak kanıt olmadı mı zorla benimsetmeye çalışır insanlar. İnandıramasınlar seni. Sana zorla benimsetmesinler bir şeyi.
93-Tavuk; atmacanın pençesinden kurtulur kurtulmaz, önceki kadar kaygısız,yerdeki buğday tanelerini gagalamaya koyulur. O şimdiki zamanda yaşar çünkü.
94-İnsanlardan bir şeyler öğrenmeye çalışmaktansa, tanrının yanında ara öğrenimini. İnsan .düzmecedir; öyküsü kendi kaçamaklarının, kendi yapmacıklıklarının öyküsünden başka bir şey değildir. Bir zamanlar “ Bir
bostancı arabasının taşıdığı gerçek Çiçero’nun en güzel sözlerindekinden daha fazladır.” diye yazmıştı. İnsanların tarihi vardır, bir de çok doğru olarak, doğa tarihi diye adlandırılan tarih vardır. Doğa tarihinde tanrının sesine kulak vermesini bil. Onu belirsizce dinlemekle de yetinme; kesin sorular sor tanrıya, sonra onu kesin yanıtlar vermeye zorla. Bakmakla yetinme; incele.
95-Her gelişme ancak bu kabukları, bu kılıfları, ilkin onu sarıp sarmalayanları çatlatmakla olanaklıdır.
96-Toprak uzun süre, aynı türden bitkileri beslediğinde yoksullaşır, zehirlenir, yeni kuşak da önceki kuşağın
beslendiği yerde besin bulamaz.
97-Geminin baş tarafında oturan kişi, ozanca söylemek gerekirse, uçsuz bucaksız bir boşluktan başka bir şey
göremez önünde.
98-Olabilecek şeylerle dolu bir boşluk. Olmuş olan, olmakta olandan daha az önemlidir, olmakta olanda, ola-
bilecek olandan ve olacak olandan daha az önemlidir.
99-Ben ancak geçmişi arkamıza iterek ilerleyebileceğimizi biliyorum. Lut’un karısının arkasına dönüp baktığı
için tuzdan heykele, yani donmuş göz yaşına dönüştüğü anlatılır. Lut,öne dönüktür, kızlarıyla yatıp kalkar.
100-Veremediğin her şey senin efendin olur.
101-Arkadaş, insanların sana sundukları gibi benimseme yaşamı. Yaşamın daha güzel olabileceğine inandır kendini; yaşamın, hem senin, hem başkalarının yaşamının daha güzel olabileceğine inanmadığın an olmasın; ama başka bir yaşamdan, ilerdeki yaşamdan, buradaki yaşamımızda bizi avutacak, düşkünlüğümüzü kabullenmemize yardım edecek bir yaşamdan söz etmiyorum. Kabul etme.Yaşamın tüm acılarından tanrının değil de insanların sorumlu olduklarını anladığın günden sonra bu acılara bir daha razı olmayacaksın.
102-Hiçbir şeyi putlara kurban etme.

12 yıl, 1 ay     
4 kişiden 4 kişi beğenmiş.

"Kendi kendinin mutluluğuna engel olmak yolunda insan fevkalade beceriklidir."

12 yıl, 5 ay     
4 kişiden 4 kişi beğenmiş.

"Anı yazmak, ölümün elinden bir şey kurtarmaktır."

12 yıl, 5 ay     
1 kişiden 1 kişi beğenmiş.

"Kuşkular, mutluluğu bize haram etmeye yeter."

12 yıl, 5 ay     
2 kişiden 2 kişi beğenmiş.

"Her türlü kötülüğü yapmaya muktedir iken, kötü bir şey yapmamak: İşte, budur iyilik."

12 yıl, 5 ay     
2 kişiden 2 kişi beğenmiş.

Ama ne yazık ki bazı insanlar da saadete karşı bilhassa çekingen, asidirler; bu işe kabiliyetsiz, beceriksizdirler.

//pastoral senfoni

12 yıl, 6 ay     
2 kişiden 2 kişi beğenmiş.

Aşk denen şey bence ayıp sayılırdı, ayıp olan şeyi yapmak da ruhu kirletirdi; içimi kirlenmiş hissetmediğime, ruhumda bir ağırlık duymadığıma göre aşka da inanmıyordum.
//pastoral senfoni

12 yıl, 6 ay     
2 kişiden 2 kişi beğenmiş.

Gertrude'a şimdiye kadar kötülükten, günahtan, ölümden bahsetmemiştim. Neden sonra:
- Gözleri olanlar, dedim, içinde bulundukları saadeti tanımazlar.

// pastoral senfoni

12 yıl, 6 ay     
2 kişiden 2 kişi beğenmiş.

"Güzel geleceği bekleyerek görkemli gençliklerimizi eskitiyorduk, işte burada hata yapıyorduk."

12 yıl, 6 ay     
3 kişiden 3 kişi beğenmiş.

"Arkadaş, insanların sana sundukları gibi benimseme yaşamı.
Yaşamın daha güzel olabileceğine inandır kendini."

12 yıl, 6 ay     
« geri 1 2
Bu gruba katıl!
Grup Kütüphanesi
Tüm Gruplar