Bazen öyle bir cümleye rastlarız ki kitapta, o tek cümleden koca bir roman yazılabilir... Bu grup, işte o sözler için...
Dip Not: Her kitap için ya da her yazar için bir konu açıp, o kitaptan veya yazardan alıntıları ekleyebilirz. Bol konulu, bol alıntılı, boooollll paylaşımlı bir grup olması dileğimle :)
Halbuki faziletli olmak, insanların yalnızca sokakta giydiği kıyafetidir. - sayfa 214
Insanların geneli bir şey anlatmamak için konuşurlar. Bir şey anlatacakları zaman korkudan dilleri tutulur. - sayfa 217-218
Olgunluk üzerine
Zeytini bilirsiniz,
En güzel olduğu an, çürümeye yüz tuttuğu andır...
Insanlar da öyledir...
Her şeyin bittiği dendiği an, eğer yeniden hayata dönerseniz,
Bu sizin en lezzetli anınız olacaktır unutmayın. - sayfa 227
Bir aşkta kendiniz olmanız yeterli geliyorsa, başka maskeler takmak zorunda kalmıyorsanız, o aşk büyük bir sevdanın kapısını aralıyor demektir. - sayfa 232
Dostlarla Kavga Etmek Üzerine
Dostlarınızla, arkadaşlarınızla, sevdiklerinizle kavga etmekten çekinmeyin.
Onlara kızmaktan, onlara küsmekten korkmayın.
Bütün bunlar bir ilişki sürdürme şeklidir.
Kızmak, kavga etmek,
Sevmek kadar, haz almak kadar güçlü bir duygudur...- sayfa 239
Görkeme verilmiş sözü varsa kişinin, rahatla yetinmeye hakkı yoktur...- sayfa 248
Aynada sürekli kendine makyaj yapan bir kadın gibidir Istanbul, uzaktan çok güzel, yakından soğuk ve yorucu...- sayfa 255
Şehrin bende ilk uyandırdığı duygu, evrende bir toz zerreciği olduğumdu. - sayfa 257
Istanbul' da nasıl her tür suç ve suçlu bulunursa, her türlü sokak da bulunur. Her tarafından asalet akan sokaklar gibi, suçlu, düzenbaz sokaklar da vardır. Namuslu sokaklar olduğu gibi, ahlak konusunda hiçbir fikri olmayan genç sokaklar da mevcuttur. Her zaman saygın, her zaman pis,.her zaman akıllı sokaklar olduğu gibi, işçi, çalışan ve oldukça köylü sokaklar da mevcuttur...
Örneğin Eminönü geveze bir kadındır. Güzel ama yaşlanmış, bakımsız ama geveze bir kadın...
Istiklal Caddesi, gündüz içine kapanık genç bir oğlan çocuğuyken, gece ışıklar saçan bir ...ye dönüşebilir. Rumelihisarı hayalci bir öğrenci ise, Bağcılar posbıyıklı bir seyyar satıcıdır. Anlayacağınız Istanbul şurada genç bir kadınken, bira ötede yaşlı ve yoksuldur. Boğazda paranın ve güzelliğin saltanatını sürerken, iki sokak ötesinde, çöp toplayan çocuklarıyla ...bir velet olabilir. Ve bütün bu telaşlar sokaklardan birazdan dökülecek gibi karşımızda durur da durur...Bu şehir ne uyur, ne de uyandırdı.
- sayfa 258 -259
Şehirler Üzerine
Peki, bir şehir nasıl sevilir dostum? O aptal turistler gibi her yerinin fotoğrafını çeksem benim olur mu? Aptal aptal baksam suratına, birazdan ayrılacağımı bilerek, benim olur mu o şehir, ne dersin? Peki, ben bu şehri anlatmaya çalışayım o zaman. Önce haritaların göstermediği çıkmaz sokaklarına girdim senin, gece sokaklarında gezdim, ıssız, korkulan. En kendine has kokusunu çektim içime çöplerinin, bir çocuk ağladı bilmediğim bir dilde, kaldırımlarına oturdum kaybolduğum sokaklarında, en izbe otellerinde uyudum, kendimin bile ıssızlığında.
Bir şehri şehir yapan,
Ne ışıklı vitrin camları, ne gösterişli yüksek binaları, ne de yürüyemediğim yasaklanmış parkları.
...
Bir süngerin suyu emmesi gibi, emdiği anıların toplamıdır.
...
O şehrin soğuğudur, sıcağıdır, kum fırtınasıdır gözlerimi acıtan.
...
O şehrin güzel zamanı değil, en zor zamanıdır.
Bir şehir beklenir dostum, yıllarca beklenir. Bir şehir gitmeden önce içinde büyütülür.
Bir şehri şehir yapan, şehrin kendisi değil, o şehre verdiğin anlamdır.
Işte o yüzden aptal turistler, ancak birkaç kare fotoğrafa sığdırırlar anılarını, unutmamak için yaşadıklarını.
Bense içimde büyütürüm ve en güzel yerini kendime saklarım.
...
Her insan zaman zaman hiç bilmediği bir kente gitmelidir.
Bilmediğimiz kentler, negatif aynamızdır.
Kendi tenhalığımızı kşfedeceğimiz bir ayna.
Sahip olamadığımız ve olamayacağımız şeyleri göreceğimiz bir ayna. - sayfa263 -264