Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.
* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.
düşünce kitaplarını okurken alıp bir seferde bitirmeye çalışmayın.okuduğunuz kitabın konusu çerçevesinde notlar alın, arştırmalar yapın, arkadaşlarınızla o konu hakkında fikir üretmeye çalışın vs. aksi halde aşırı bir bilgi yüklemesi olacağı için yorulur ve sıkılırsınız. kitap okurken okuduğunuz sayfanın fazlalığı sizi mutlu ediyorsa aynı zamanda yanında roman, hikaye, anı türünde kitaplar da okumanız naçizane tavsiyemdir.sevgiler...
normal kitap ve düşünce kitabı :) bu nasıl bir algılamadır? kendi adıma düşüncelerimi söylemek istiyorum.. Böyle bir ayrım yapamazsın... Kitabın türü ne olursa olsun bir kitap okuyorsam eğer düşünmek için okuyorumdur..Her kitaptan bir düşünce çıkarır kendini zenginleştirirsin veya fakirleştirir bu konu tartışılır... İyi veya kötü bütün kitaplar düşündürmek için yazılır ;)
Düşünceleriniz için teşekkür ederim her birinizin dediklerini dikkate alacağım :)
Konuya değişik bir bakış açısı diyelim;
Düşünce okuma, telepatik yeteneği olduğunu iddia eden kişilerin, başkasının zihnindeki düşünce ve fikirleri, o kimsenin “vericilik” çabası göstermemesine karşın anlayabildiğini söylemesine verilen addır.
Bu fenomen, bir başka deyişle, vericinin hiçbir katkısı olmaksızın, alıcı tarafından gerçekleştirilen çabayla oluşan düşünce aktarımı olarak da tanımlanabilir.
Metapsişikçiler , kimi medyumların, manyetik süjelerin, mistiklerin ve mürşitlerin (inisiyatör) karşısındakine, kendisine soracağı soruyu henüz sözle sormadan yanıtlamalarını düşünce okuma olayı olarak açıklarlar.
Yukarıda açıklanan konularda ilgin ve yeteneğin yoksa bu mevzularda ki kitapları okumazsın.
Fikir kitapları belirli bir bilgi birikimi neticesinde ihtiyaç halini alıyor zaten endişe etmeyin. Nasıl ki vücudumuz uyarılar vererek bizi ihtiyacımız olan gıdalara teşvik ediyorsa düşünce dünyamızda eksikliği hissettiği konuda bizi yönlendiriyor. Zamanla romanlar yavan gelmeye başlıyor. Bilginin kaynağına ulaşma isteği dolaşıyor beynin haz koridorlarında.Sofist olma duygusu depreşiyor : )
Bu aşamada fikir kitaplarından soğumamamızı sağlayacak, çetrefilli bilgi teorilerini sadeleştirerek anlatan yazarlarla başlamak gerekir.
İlgi duyduğumuz konuları belirleyip, bu konularda yazılmış kitapları araştırarak kendimize ön yol belirleyebiliriz. İlgi duymadığımız konulara yönelirsek okuduğumuzdan bir şey anlamadığımız gibi okuma isteğinizi de kaybederiz.
Ve yanınızda mutlaka bir sözlük bulundurun. Ben pc yada telefon ile okumayı tercih ediyorum. Başlıca yardımcı kaynağım Vikipedia. Orda tatmin edici cevaplar bulmadığım zaman farklı kaynaklara yöneliyorum. Okuduğum kitaplar birbiri ile örtüştüğünde önceki kitaplarımda kaynağa dönüşmüş oluyor.
Bu şekilde adım adım, anlaşılması güç diye nitelendirdiğiniz kitapları zamanla anlayabildiğiniz göreceksiniz.
@Asau arkadaş güzel özetlemiş. Belki paragrafları tekrar okumanız gerekecek ama neticede anlayacaksınız.
Ancak bazı kitapları okuyup anlamak için kitabın muhteviyatında zikredilen kavramlara aşina olmanız gerekiyor. Bu tür kitaplar açıklayıcı değil yazarların iddialarını ispatlamaya çalıştıkları kitaplar olduğundan ve hitap ettikleri çevre belli olduğundan yazarlar atıfta bulundukları konuları açıklamıyor. Dediğim gibi bu tür kitapları okumak için kavramlara aşina olmak gerekiyor. Aşina olmadığımız zaman konuyu da tam olarak anlayamıyoruz.
Fikir kitapları amaçları gereği yorucu kitaplardır. Özellikle yeni başlayanlar için. Molalarda bizi çok zorlamayacak romanlar okumakta fayda var.
Benim de bu konuda sorunlarım var...
Düşünce kitabı okumada en büyük sorun anlayabilmeyi algılamada geçiyor. Okuduğunu anlayabilme sorunu en büyük handikap. Bir düşünce kitabını okurken bir sonraki sayfaya geçtiğimde bir önceki sayfayı bile unutabiliyorum. Türkçe yazılmış bir kitabı okuyorum, ama okuduklarımı anlama konusunda sanki bilmediğim bir yabancı dilde yazılmış bir metni okuyor gibi oluyorum. Bazen tam sayfa bir paragrafı okuyup bitirdiğimde, o sayfayı hiç okumamış gibi oluyorum. Bazen bir düşünce kitabını bitirdiğimde tam olarak ne okuduğumu bilmiyorum. Dolayısıyla okuduğumu anlayamıyorsam, beynimde bir anlam bütünlüğü oluşturamıyorsam, düşünce kitabı okumaktan soğuyoruz diyebilirim. Düşünce kitabı genelde soyut şeylerden bahseder. Soyut şeyleri anlamak zordur. Kelime dağarcığımızın derinliği ve kavramlara hakimiyet önemlidir. Bir de kelime dağarcığımızdaki kelimelerin çoğu puslu şekilde duruyorlar, tam olarak net değiller. Okuduğum tüm kelimelerin temel ve yan anlamlarını ayırt etme kabiliyetimiz ne kadar olduğu önemlidir. Sadece bilmek yetmez, kelime ve kavramları cümlenin akışına göre net bir şekilde (ben bazı kelimelerinin tam anlamını bilsem bile, cümle içinde algılamaya gelince onlar hala muğlaklar beynimde) algılayabilmem de önemlidir. Örneğin "sentezleme çözümlemesinin analizinin tezi..." cümlesini anlamıyorum (doğru mu yanlış mı yazılmış tam kavrayamıyorum), çünkü kelimelerin tam anlamları kafamda net değil. Bu yüzden kelimelerin temel-yan-mecaz anlamlarının ne olduğunu düşünmekle geçerken, gözüm cümleyi okumaya devam ediyor -ama benim algım tam anlayamadığım kelimede olduğundan- ve bu zamanda cümle bitiyor, ve ne okuduğumu anlamamış oluyorum. Ve anladım ki -düşünce kitabı okuyup anlamının yolu- çok okumaktan ziyade, kelimelerin ve kavramların anlamlarını doğru ve net (muğlak ve puslu değil) anlamaktan geçiyor gibi. Ne kadar çok kitap okursan oku, kelime ve kavramlara tam hakimiyet, düşünce kitabını okuyup anlamada en önemli şeydir. (mesela ben bu sitede Goriot Baba kitabına yaptığım yorumda şöyle bir cümle var: "Tabi betimlemeler ve tasvirler romanın geçtiği devri daha iyi anlatması bakımından iyi bir işçilik ve ustalığın ürünü olduğu açıkca görülüyor". betimleme-tasvir, iyi bir işçilik-ustalık kelimelerini kullanmam, kelime ve kavramları tam anlayabilmiş olmadığımın kanıtı (beynimde puslu ve muğlak kalmışlar). Bu yanlışları görebilmeyi net bakmakla değil, daha çok okumakla mümkün olduğunu gördüğümde daha çok okuyasım geliyor. Ne okuduğuma bakmıyorum, okuduğumu anlayıp anlamadığıma bakıyorum, ha roman ha felsefe!
Çok roman okumak iyidir, çünkü romanlardaki betimlemeler algımızı eğitir, soyut şeyleri zamanla daha kolay algılamamızı sağlar. Roman okudukça soyut betimlemeleri daha iyi anlayabiliyorum. Örneğin bir romanda bir insanın yüzü betimlenirken, betimlenen o insanın yüzünün fotoğrafını net bir şekilde beynimde canlandırabiliyorum (bazılarını henüz değil -mesela daha soyut betimlemeleri- "kader çizgici sinmiş yüzünün tüm kıvrımlarına ve benliğinin girdaplarına" gibi). Ama önceden canlandıramıyordum, sadece yüz hatları tam belirli olmayan puslu bir yüz algılayabiliyordum. Dolayısıyla demek ki çok roman okumak beyni eğitir (daha net puslu olmayan geniş ve saf bakış açısı sağlar), düşünce kitabı okumaya iyi bir zemin açar-sağlar (açar ile sağlar arasındaki farkı düşünmem gerek!) diye düşünüyorum.
Kurgu okumak her zaman daha kolaydır. Düşünce kitapları belli bir birikime ulaştıktan sonra okunması gerekir.
@ekhobiaS arkadaşımıza katılıyorum. Önce hafif eserlerle başlamak en güzeli. Ötesi kendiliğinden gelir. Zorlamaya gerek yok.
Önce hafif olanlar yani konuya giriş niteliğindeki kitaplarla başlanmalı bence. Ya da bazen konu biraz romanlaştırılarak anlatılmış oluyor. Bu türlerle hem ilgini çekebilir konuyu merak edebilirsin. Hem de kavramları tanımış olaya yabancı kalmamış olursun. Daha sonra zaten ilgini çekecek ve daha çok bilgi isteyeceğini ve farklı kaynaklardan farklı görüşler edinmek isteyeceğini düşünüyorum. Yani demek istediğim ilgilendiği bir konu varsa ama ağır geliyorsa konunun hafif işlendiği başlangıç kitapları yardımcı olabilir daha sonra da devamı gelir. Yani ben zorlandığımda böyle yapıyorum :)
Bu yorum silinmiş
Ben kendimden örnek vermek istiyorum ben mesela normal romanları çok rahat okuyorum ama söz konusu düşünce kitapları olunca kitap okumaktan soğuyorum. Etrafımdakilerde bana hep düşünce kitabı okumamı tavsiye ediyorlar düşünce kitapları okuyabilmek için ne yapmam lazım düşüncelerinizi bekliyorum şimdiden teşekkürler :)