Bazen öyle bir cümleye rastlarız ki kitapta, o tek cümleden koca bir roman yazılabilir... Bu grup, işte o sözler için...
Dip Not: Her kitap için ya da her yazar için bir konu açıp, o kitaptan veya yazardan alıntıları ekleyebilirz. Bol konulu, bol alıntılı, boooollll paylaşımlı bir grup olması dileğimle :)
"Serin esiyor rüzgar
Yaşlı yüreğimde ..
Sevdiğimin kemikleri aşağıda kadınlarımın arasında, aşağıda kadınlarımın arasında ve şevksizliğim o kadar değerli ki şimdi .
Ölüler o kadar yaşlı ve
Yaşayanlar o kadar pratik ki ."
Ben zengin çocukların patinaj çekerek parlak renkli elbiseler giymiş kızları götürmelerini izlerken, o beni onların elit havası belki bana da bulaşır düşüncesiyle yollamıştı o liseye. Yoksulların genellikle yoksul kaldıklarını öğrenmiştim oysa. Zenginlerin yoksullardan gelen pis kokuyu aldıklarını, bunu biraz da eğlendirici bulmayı öğrendiklerini. Gülmek zorundaydılar, çok korkunç olurdu yoksa. Bu şekilde davranmayı öğrenmişlerdi. Asırların deneyimine sahiptiler.
Kahkahalar atan çocukların parlak arabalarına bindikleri için asla affetmeyeceğim o kızları. Ellerinde değildi tabii ki, ama yine de belki diye düşünüyor insan... Ama hayır, belkiler filan yoktu. Varlıklı olmak zafer demekti ve zafer tek gerçekti.
Hangi kadın bir bulaşıkçıyla yaşamayı seçer?
Lise yaşantım boyunca ilerde ne olacağımı düşünmemeye çalıştım. Bu düşünceleri geciktirmek daha cazipti.
EKMEK ARASI
Bazıları asla delirmez.
-Ne kadar korkunç bir hayat sürdürüyor olmalılar!
"İnsanların, senin hakkında ne düşündüklerini önemsemeyerek, ömrünü uzatabilirsin mesela."
İnsan kendini çok derin tahlil etmemeli, yoksa hiçbir şey yapmaz, yaşam durur. Bir kaya parçasının üstünde hiç kımıldamadan oturan bilgelere döneriz.
"Aşk ne zaman biter biliyor musun ? Bitti dediğinde yüreğin acımıyorsa."
"Sevmeyi falan değil, yalnızlığı öğren! -Çünkü en çok ona ihtiyacın olacak..."
"İnsan; Geçmişin hasretçisi, geleceğin özlemcisi, yaşadığı anın şikayetçisidir."
Ama yine de gördüklerimin göründüğü kadar basit ve hoş olmadığını biliyordum. Bütün bunlar için ödenen bir bedel, kolaylıkla inanılabilir bir yapaylık vardı. Çıkmaz sokağa atılan ilk adım olabilirdi bu. Orkestra çalmaya başladı, kızlarla oğlanlar dans ediyorlardı yine. Önce altın sarısı, sonra kırmızı, mavi, yeşil ve tekrar altın gölgeler saçan ışıklar dönmeye başladı. Onları izlerken, bir gün benim dansım başlayacak, dedim kendi kendime, o gün geldiğinde onlarda olmayan bir şeye sahip olacağım.
EKMEK ARASI
"Zengin oldukları için suçlayamazsın onları," dedi Jimmy.
"Hayır, ailelerini suçluyorum."
"Ve büyükbabalarını."
"Evet, yeni arabalarını ve güzel sevgililerini almaktan mutluluk duyarım, toplumsal adalet s..imde bile olmaz."
"Evet," dedi Jimmy, "insanlar adaletsizliği sadece kendi başlarına gelince düşünüyorlar."
EKMEK ARASI