Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.
* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.
Böyle dediğim çok yazar var. Kendime göre haklı sebeplerim de var. Sonunda bir şeyi artık yapmamaya karar vermekte önemli bir şey bence. O yüzden bence böyle de bir değerlendirme yapabiliriz.
Mesela benim ölene kadar kuvvetle muhtemel bir daha okumayacağım yazarlar;
- Ahmet Ümit (ciddi anlamda 'kitap basan' adam, bu kadar çok kitap basma lütfen olmaz mı?),
- Elif Şafak,
- tabii ki Hakan Günday (gereksiz + yorumsuz),
- Suzanne Collins (açlık oyunları 1'den sonra sıkıcı, ayrıca kitapta açlıktan ölmek üzere olan insanlar filmde baya bir besili, çok itici),
- Murat Menteş & Alper Canıgüz (Barış Bıçakçı'nın yazar olduğu bir dünyada, bilemiyorum.. tamam Menteş'e yine de ihtiyaç duyabiliriz ama Canıgüz'ün bir kitabında uzaylı sezdiğim an, bitmişti),
- İskender Pala (okuyamıyorum),
- Nazan Bekiroğlu (La: Sonsuzluk Hecesi; bu kadar akamayan bir kitabı nasıl yazabildiniz.. yazarken sıkılmadınız mı gerçekten?)
hoşlanmadığımız şeyleri ifade etmek çok anlamlı bir şey bence. Sonuçta hiç ifade etmediklerimiz de var. Bu da ifade ettiklerimiz değerli kılıyor.
Canan Tan (Temcit pilavı gibi hikayelerini ısıtıp ısıtıp okuyuculara sunuyor. Boş!)
Ahmet Batman( Popülarite ürünü ortaya koyuyor, kalıcı bir şey yok)
Kahraman Tazeoğlu( Kendini tekrar ediyor)
İskender Pala (Sıkıcı sıkıcı sıkıcı!)
E.L. James (Son kitabını bir türlü bitiremedim)
Murat Menteş ( Ruhi Mücerret şişirilmiş balon kıvamında bir romandı)
Elif Şafak (Araf ve Pinhan'dan sonra gözümden düştü)
Irvine Welsh (Küfürden başka bir şey yazmıyor. Yeraltı edebiyatı sadece küfürden ibaret değil)
Tuna Kiremitçi (Ne yazdığını kendisi bile anlamıyor bence)
Beğenmediğimiz yazarı ya da kitabı sonradan beğenebiliriz. Bazen bir şans daha vermek lazım. Beş yıl sonra, on yıl sonra. Mesela Madame Bovary'yi 15 yaşında okumak ile 35 yaşında okumak arasında fark vardır.
rezalet kelimesini yazarın kitabı için kullandığınız sürece yazarı kötülemiş olmazsınız zaten. ama, lütfen; bir film rezalet olabiliyor, bir yemek rezalet olabiliyor, tiyatro rezalet olabiliyor. kitap neden rezalet olamasın?
ayrıca kötülemek (eleştirmek) için illa hayat tarzımıza uygun olmaması koşulunu aramak.. ya da olumsuz yorum yapmamak (eleştirmemek) için dünyada çığır açıp açmadığına bakmak.. bilmiyorum. her şeyin herkes için farklı şeyler ifade edebilebilmesi, dediğim gibi hoş olan şeydir bana göre.
Stanford Üniversitesi’nden genetik bilimci Dr. Gerald Crabtree’nin “Trends in Genetics” dergisinde yayımlanan makalesi şu sözlerle başlıyor: “Bahse girerim MÖ 1000 yılında Atina’da yaşayan ortalama bir vatandaş şimdi bir anda günümüz dünyasında beliriverse, en az yaşayan akademisyen ve aydınlar kadar entelektüel biri olduğunu göreceğiz. Kuvvetli bir hafıza, geniş bir fikir yelpazesi ve önemli konulara ilişkin net bir bakış açısı…"
Crabtree, tüm insan ırkının zihinsel bir çöküş yaşadığını söylüyor ve bunun başlıca sebebi olarak da genetik mutasyonları gösteriyor. Dünyada son on yıl içinde bilim ve teknoloji gibi alanlarda yaşanan tüm gelişmelere karşın, uzmanlara göre insanlar kavrama kapasitesini kaybetmeye ve duygusal açıdan daha dengesiz bireylere dönüşmeye başladı. Başka bir deyişle, “İnsanoğlu giderek aptallaşıyor.”
İngiltere’de yapılan bir araştırmanın sonuçları âdeta bunu kanıtlar nitelikte. Araştırma, yaklaşık 4 milyon yetişkinin hiçbir şekilde keyif amacıyla kitap okumadığını ortaya koyarken, buna ilişkin en sık gösterilen nedenlerden biri “vakit yokluğu” oldu.
Erkeklerin eline kitap alma ihtimalinin kadınlara göre daha az olduğunu bulgulayan araştırmaya katılan erkeklerin yüzde 11’i, kadınların ise yüzde 5’i asla zevk için kitap okumadığını belirtti. İngiltere’nin yetişkin nüfusunun dörtte biri—12 milyondan fazla—geçtiğimiz altı ayda iki seferden daha az keyif için kitap okudu.
Geçtiğimiz ocak ayında 2 bin 59 yetişkin arasında gerçekleştirilen YouGov araştırmasına cevap verenlerin yüzde 29’u vakit yokluğundan yakınırken, yüzde 40’ı başka bir şey yapmayı tercih ettiğini yüzde 26’lık kesim ise “okumaktan çok fazla hoşlanmadığını” belirtti.
ABD daha vahim
İngiltere’nin rakamları ABD’de Pew Internet araştırmasının bulguladığı araştırma sonuçlarına göre yine de makul kalıyor. Söz konusu araştırma 16 yaş üstü Amerikalıların yüzde 25’inin geçen yıl bir kitap bile okumadığını ortaya koymuştu.
Canan Tan ve Kahraman Tazeoğlu. Bitirmiş de değilim kitapları. Denedilm fakat olmadı. Açıkçası yazar sayamıyorum onları.
Bir de Ahmet Ümit fakat o farklı. Başta seviyordum kitaplarını. Ama kendini artık cidden yenilemesi gerek ya da polisiyeden elini eteğini çekmeli.