Bazen öyle bir cümleye rastlarız ki kitapta, o tek cümleden koca bir roman yazılabilir... Bu grup, işte o sözler için...
Dip Not: Her kitap için ya da her yazar için bir konu açıp, o kitaptan veya yazardan alıntıları ekleyebilirz. Bol konulu, bol alıntılı, boooollll paylaşımlı bir grup olması dileğimle :)
Hayatın da porno filmlerin de sonu bellidir; tek fark hayat orgazmla başlar.
Yeni Hebrides Adaları'ndaki Port Villa'ya doğru yol alırken son kez akşam yemeği servisi yapıyorum ve her şeyin hayalini kurduğum gibi olmasına çabalıyorum.
Ekmeği bölmeden yağ sürmeye kalkan olursa, yemin ederim vururum, diyorum.
Ağzındaki lokmayı yutmadan içkisini yudumlamaya kalkan olursa da vurulur, diyorum.
Bardağın içindeki kaşığı kendine doğru çevirerek karıştıran olursa vururum.
Kucağında peçetesi olmayanı...
Yemeğine parmağıyla dokunanı...
Herkesin servisi bitmeden yemeğe başlayanı...
Yemeğini soğutmak için üfleyeni...
Ağzında yemek varken konuşanı...
Beyaz şarabı kadehin kasesinden tutarak, kırmızı şarabı kadehin sapından tutarak içeni...
Bunların hepsi kafasına bir kurşun yiyecek.
Dünyadan 30.000 fit yukarıdayız ve saatte 455 mille uçuyoruz. İnsanın başarısının doruğundayız ve bu yemeği medeni insanlar gibi yiyeceğiz.
Eğer yakından bakarsan, tarihin kendini tekrar etmekten başka bir şey yapmadığını görürsün, diyor.
Kaos dediğimiz şey aslında henüz tanımadığımız düzenlerden ibaret. Tesadüfler henüz çözümleyemediğimiz düzenlerden ibaret.Anlamadığımız şeye saçma diyoruz. Okuyamadığımız şeye laf salatası diyoruz.
Özgür irade yok.
Değişkenler yok.
Sadece kaçınılmaz olan var. Sadece bir gelecek var ve seçme şansımız yok.
İşin kötü yanı hiçbir şeyi kontrol edemiyoruz.
İşin iyi yanı ise hata yapma ihtimalimiz yok.
Daha önce yoldan çıkmıştım, tekrar çıkabilirdim. Pratik yapmak insanı mükemmelleştirir.
Tabii buna öyle derseniz.
Birkaç yeni günahla özgeçmişimin daha iyi görüneceğini düşündüm.
Sonsuza kadar lanetlenmiş olmanın iyi yanı bu işte.
Cehennem bekleyebilir.
İnsanların neden uyuşturucu kullandıklarını anlamaya başlıyorum. Çünkü zamanın sınırlı olduğu, kanunlar ve emirlerle dolu ve mülkiyete dayalı bu dünyada insanların yaşayabilecekleri tek gerçek kişisel macera bu.
Sadece uyuşturucu ve ölümde yeni bir şeyler tecrübe etme şansına sahibiz ve maalesef ölümün hakimiyeti fazla kuvvetli.
Mesela İsa Mesih, kendisini kimsenin izlemediği, kimsenin ona işkence etmediği ve başında ağlayıp sızlamadığı bir kodeste can verseydi, acaba bizi kurtarabilir miydi?
Gerçek şu ki tekrar tekrar öksüz kalabilirsiniz.
Gerçek şu ki öyle de olacak.
Ve aslında artık hiçbir şey hissetmeyecek hale gelene kadar her seferinde daha az acı çekeceksiniz.
Bu konuda bana güvenebilirsiniz.
Tanrı'nın yarattığı başka bir canlıya bakmayı ve sevmeyi öğrenmem için ailem yıllar önce ilk balığımı almıştı. Sahip olduğum altı yüz kırk balıktan sonra öğrendiğim tek şey, insanın sevdiği her şeyin bir gün öleceği oldu. O özel kişiyle karşılaştığın ilk anda, onun bir gün ölüp toprağın altına gireceğine emin olabilirsin.
Ve eğer İsa uyku hapları yutup, bir banyonun zemininde tek başına ölseydi, cennete gider miydi?
"Cennet Bahçesi bile büyük süslü bir kafesten başka bir şey değildi" diyor Adam. "Elmayı ısırmadığın sürece hayatının sonuna dek köle olarak kalacaksın."