Kitap Tavsiyesi ve Fikir Alışverişi

Bazen elimizde birçok kitap oluyor ve hangisini okuyacağımıza karar veremiyoruz. Bazen de canımız bir kitap okumak istiyor ama bu kitabın ne olduğuna dair bir fikrimiz olmuyor. İşbu sebeple kurulan bu grupta, okuduğumuz kitaplar hakkında birbirimize yardımcı olabilir, okumak istediğimiz kitaplar hakkında fikir teatisinde* bulunabiliriz diye düşündüm.

* Hep cümle içinde kullanmak istemiştim buraya kısmetmiş.


Tür: Genel | Açılış, 28 Temmuz 2011
<< tüm tartışmalar

İlle de Roman Olsun!

Tartışma Cevapları
« geri ileri »

1 ile 4 arası cevap gösteriliyor, toplam 4 cevap.
2 kişiden 2 kişi beğenmiş.

Bilinçsiz bir topluma sahibiz ne yazık ki ve bu durum nesilden nesile aktarılıyor. Rahata ve ezberciliğe alıştırılan bir toplum tabi ki bu rahatını bozup alışkanlıklarını değiştirmek istemiyor. İstese bile çoğunluğu istikrarsızlıktan bir müddet sonra geri eski alışkanlıklarına dönüyor. Çünkü daha kolay alıştığın bir şeyi yapmaya devam etmek. Bu kısır döngü şeklinde ilerliyor. İnsanların yüzüne durumu tüm gerçekliğiyle çarpınca hemen savunmaya geçiyorlar 'sen haksızsın, bence 10 yıl öncesine göre çok gelişti insanlar vb.' cümlelerle. Eğer geliştiyse neden okuma oranları her yıl sonlarda dediğinde ise verecek cevapları yok tabi ki. Çünkü ezbere, hazırcılığa alıştırılmış beyinler. Sorgulamaktan uzak ve kendilerine özgü fikirleri olmayan insanlar. Bu durum bir yerden sonra kırılıp kritik bir gelişme olur mu? Biraz umutsuz görünebilirim ama gerçekte de umutsuzum bu durumdan :)

7 yıl, 4 ay     
4 kişiden 4 kişi beğenmiş.

Kapatma kitabı, umut belki de gelecek sahifededir.

7 yıl, 4 ay     
8 kişiden 8 kişi beğenmiş.

toplum olarak okumakla ilgili çok ciddi sıkıntılarımız olduğunu düşünüyorum.Sadece kitap okumak değil bence mevzu.biz hiçbirşey okumayı sevmiyoruz.Hazır olan ne varsa tüketmeyi severiz.Tükettiğimiz şey doğru mudur yanlış mıdır orasına pek bakmayız.Bu dediğim hemen hemen her alanda geçerli.Yıllarca okullar okuduk ama okuduğumuz hiçbir okul bize ezbercilikten başk birşey vermedi. Fizik okuduk matematik okuduk sosyal bilimler okuduk din okuduk.Bizi bunlarla ilgili bir sınava tabi tuttular şu konuyu çalışın ezberleyin gelin dediler o kadar.Bize anlatılan hiçbir ders konularıyla ilgili bir araştırma yapmamız istenmedi.Çünkü sistemin işine gelmiyordu araştıran bir nesil yetiştirmek.Bu eğitim sisteminin içinden gelmiş bir insanda okuma alışkanlığı kazanmasını bekleyemeyiz..O yüzden mevcut sistemin içinde yeni nesli okumaya alıştırmak okumayı sevdirmek tamamen ebeveynlerin elinde diye düşünüyorum.Bu sistemde biz sadece gazetelerin spor sayfalarını 2.sayfadaki magazin haberlerini 3.sayfadaki kim kimi vurdu kim kime tecavüz etti tarzında adliyelik haberleri okuruz.Zaten o gazetelerin de geri kalan sayfalarının büyük bir kısmı ilan ve reklamlarla dolu :) herkese iyi günler....

7 yıl, 4 ay     
14 kişiden 14 kişi beğenmiş.

Türk halkı olarak okumaya olan düşkünlüğümüz her platformda sık sık sorgulanır ve biz biliriz ki Türk Halkı okumayı çok sevmez. Kitapla arası çok yoktur vesselam. "Japonlar metrolarda ellerinde kitapla yolculuk yapıyormuş", gibi kültürel acıklı diyaloglarımızda meşhurdur.
Okuma alışkanlığı ilkokul çağından itibaren geliştirilmeli, deriz ama anne babası okumayan bir çocuğunu bu alışkanlığı nasıl kazanması gerektiği konusunda çok kafa yormayız.
Okumak üzerine , okumanın önemi üzerine pek çok şey söylenir söylenecek . Okuma alışkanlığı bir yerden başlar, başlayacak ve bu ilk adım kesinlikle; Öykü ve Romandır.
Romanın Osmanlı kültüründe ilk başlarda yadırgandığını biliriz. İlk romanın 1875 de basılmış olan Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat olduğunu da . Sebebini pek güzel açıklar Meriç: “Osmanlı’da roman yoktu, niye olsun? Romanın ortaya çıkması için toplumsal çatışma gerekli. Toplumsal çatışma yoksa roman yok, destan var. ibret alınacak öyküler, efsaneler, meseller var."
Ayrıca Roman gizli hayatın teşhiridir. Osmanlı kültüründe teşhir ciddi bir ayıptır.

Oysa modern çağda , "okuma alışkanlığı" dediğimizde ilk akla gelen edebi tür Romandır. Çünkü akıcıdır, sürükleyicidir, zaman zaman öğreticidir v.b. Herkesin bir çünküsü eklenebilir bu cümlenin sonuna.

Peki yazarlar açısından durum nedir? Roman yazmak kolay olduğu için mi en fazla bu türde eser vardır piyasada? Böyle dersek, Gazap Üzümleri gibi muhteşem bir eserin yaratıcısı Steinbeck'e, Yaşar Kemal'e, A.Hamdi Tanpınar'a, George Orwell'e ve üstün bir zeka ile muhteşem kurgu ve üslup geliştiren diğerlerine haksızlık etmiş olmaz mıyız?

Kesinlikle oluruz. O yüzden sap ve samanı ya da samanla taneleri ayırıp , samanı, yani sonradan türeyen ve Romanı, kurduğu maksimum altı kelimelik cümleden, karşısındaki ile konuşuyormuşcasına sıradan bir anlatımdan, aşk sandığı cinsellikten daha ileri giderek pornodan, kurgu sandığı kurmacadan , reklam ile şişirilmiş cicili bicili kapaklara süslenmiş, beylik laflar yüceltilmiş kitaplardan ibaret sayan yazarları rüzgara havale ederken taneleri özenle saklamalıyız. Kütüphanlerimizde, bilgisayarlarımızda, kitaplıklarımızda, hafızalarımızda...

Bir toplumun ne kadar ileri seviyede olduğu tarihe not düştüğü yazıtlardan belli olur..Daha doğru bir ifade ile bugün basılan her kitap geleceğe hakkımızda verilmiş bizle ilgili, yaşantımızla ilgili , kültür seviyemizle ilgili bir ipucudur. Bu yazıtlarda değinilen konular bizlerin hangi meseleleri, ne kadar ciddiyetle ele aldığımızın bir göstergesidir. Aslında bugün yapılacak her şey, geleceğin nasıl bir gelecek olabileceği varsayımlanarak yapılmalı, adımlar , anı yaşayarak değil temkinle atılmalı. Geleceğe bugünü kara bir leke olarak bırakmamanın tek yolu budur.

Güzel bir gelecekte güzel kitaplarla buluşmak dileği ile...

7 yıl, 4 ay     
« geri ileri »
Bu gruba katıl!
Grup Kütüphanesi
Tüm Gruplar